Tek Türkiye Dizisi

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Tek Türkiye nin Doktoru Ozan Çobanoğlu Taburcu Oldu:)


'Tek Türkiye'nin Doktor Tarık'ı Ozan Çobanoğlu senaryosunu kendisinin yazdığı 'Paramparça' adlı sinema filminin setindeki trafik kazasını hafif sıyrıklarla atlattı. Çekimleri Konya'da devam eden filmde rol icabı aşırı hız yapması gereken oyuncu, kontrolü kaybedince bariyerlere çarptı.Kaşında, alnında ve kollarında açılmalar oldu. Bir gün hastanede kaldıktan sonra taburcu olan Çobanoğlu, "Ufak tefek sıyrıklarla atlattık. Çekimlerin bitmesine iki gün kalmıştı. Önümüzdeki hafta da 'Tek Türkiye'nin çekimlerine başlayacağız." dedi. Samanyolu'nda perşembe günleri ekrana gelen Tek Türkiye geçtiğimiz dönem aldığı yüksek reytingle en çok izlenen yapımlardan olmuştu. ZAMAN

18 Ağustos 2009 Salı

Tek Türkiye nin Doktoru Ozan Çobanoğlundan Haber Var


Konya'da sinema çekimi esnasında rol icabı aşırı hız yapması gereken oyuncu Ozan Çobanoğlu, kontrolünü elden kaybedince bir kaza yaşadı.

Yaşadığı kazadan sonra hemen ameliyata alınan oyuncunun sağlık durumu yapılan müdahaleler sonucu kısa zamanda düzeldi. Bir gün sonra taburcu olan oyuncu kendisi ile yaptığımız görüşmede kaza sonrası onunla ilgilenen, arayan soran tüm sevenlerine çok çok teşekkür etti.

DOKTOR TARIK, TABURCU OLDU VE ÇEKİMLERE DEVAM EDİYOR

Dila Hemşire rolündeki Müjgan Gönül'ün ve kendisinin nazara gelmiş olduğunu belirten oyuncu çekimlere tam gaz devam ettiğini belirtti.

Hayranları tarafından Samanyolu TV resmi sitesi mesaj yağmuruna tutuldu. Müjgan Gönül'ün rahatsızlığında da aynı duyarlılığı gösteren izleyiciler “Biz artık Samanyolu ile bir birlik, bir aileyiz” mesajı verdi.

Tek Türkiye nin Doktoru Ozan Çobanoğlu Yaralandı:(


Samanyolu'nda yayınlanan 'Tek Türkiye' dizisinin 'Doktor Tarık' rolündeki oyuncusu Ozan Çobanoğlu, yaralandı.

Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan 'Tek Türkiye' dizisinin 'Doktor Tarık' rolündeki oyuncusu Ozan Çobanoğlu, Konya'nın Tuz Gölü kıyısında film çekimleri sırasında rol gereği ciple kaçarken aracın kontrolünü kaybederek takla attı. Kazadan yaralı kurtulan Doktor Tarık, gelecek yıl şubat ayında vizyona girecek 'Paramparça' adlı sinema filminin çekimlerinin gerçeğe uygun olması için çabaladıklarını söyledi.

'Tek Türkiye' ekibi tarafından çekilen 'Paramparça' adlı sinema filminin çekimi sırasında bir kaza yaşandı. 'Tek Türkiye' dizisinde 'Doktor Tarık' rolünü oynayan Ozan Çobanoğlu, yaklaşık iki buçuk yıldır hazırlığını yaptığı 'Paramparça' adlı filmin çekimleri sırasında ölümden döndü.

Ankara'yla Konya arasındaki Tuz Gölü kıyısında çekim yaparken rol gereği bir ciple hızla gitmesi gereken Çobanoğlu, aracın kontrolünü kaybedince cip takla attı. Kaza sırasında başını vuran Çobanoğlu, geçirdiği travma sonrasında Şereflikoçhisar Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. İlk müdahalesi burada yapılan Çobanoğlu, daha sonra Fatih Üniversitesi Hastanesi'ne getirildi. Burada Prof. Dr. Mikdat Bozer tarafından yapılan muayenesi sonrasında 1 gün müşahede altında tutulmasına karar verildi.

Prof. Dr. Bozer, Çobanoğlu'nun herhangi bir hayati tehlikesi olmadığını; başında bazı açılmalar olduğunu ve bunların dikildiğini söyledi.

Ozan Çobanoğlu ise, 2 gün sonra çekimleri tamamlanacak 'Paramparça' adlı sinema filminin çekimleri sırasında aracıyla takla attığını; yaralandığını ve ambulansla hastaneye getirildiğini anlattı.

Başına dikiş atıldığını ve her şeyin yolunda olduğunu aktaran Çobanoğlu, filmi de 'Tek Türkiye' ekibiyle çektiklerini kaydetti. Çobanoğlu, 'Dila Hemşire'nin de domuz gribine yakalanmasıyla ilgili olarak, "Nazar var tabi demek ki. Başarıya tabi olan insanların bir nazarı olur. Demek ki nazar oluyor. Biz çalışmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

'Tek Türkiye'de doktor rolünü oynadığı hatırlatılan Çobanoğlu, yaralı olmanın doktor olmaktan daha zor olduğunu; kimsenin yaralı ya da hasta olmasını istemediğini aktardı.

'Paramparça' filminin çekimlerinin birkaç gün sonra biteceğini kaydeden Çobanoğlu, daha sonra 'Tek Türkiye'nin yeni bölümlerinin çekimine başlayacaklarını belirtti. Sevenlerine selamlarını ileten Çobanoğlu, "Paramparça'yı zor şartlarda çekiyoruz. Gerçekçi çekmeye çalışırken, başımıza kazalar da geliyor. Bizi yalnız bırakmasınlar, destek versinler." diye konuştu.

Öte yandan, Çobanoğlu'nun film setindeki çekimler sırasında daha önce de bir kaza atlattığı öğrenildi.

AYRINTILI BİLGİ İÇİN TIKLA

7 Ağustos 2009 Cuma

Tek Türkiye ve Kollama Kardeşliği:)

Stv'nin sevilen dizisi Kollama'dan Deniz Evrenol (Rana) 5 - 8 Ağustos tarihleri arasında Konya'daydı..

Mevlana'nın türbesini ziyaret eden sanatçı Tüm Samanyolu Fanları üyelerine dua ettiğini belirtti...

Konya'ya esas gidiş nedeni ise yapımcılığını ve senaristliğini Ozan Çobanoğlu'nun(Tek türkiye) yaptığı Paramparça adlı filmde ''Duru'' karakteriyle rol aldı...

Tek Türkiye ve Kollama kardeşliği özel hayatta da devam ediyor...

6 Ağustos 2009 Perşembe

Tek Türkiye oyuncularından mesaj :)


Tek Türkiye dizisinin, geçirdiği rahatsızlıkla yürekleri ağza getiren güzel oyuncusu Müjgan Gönül, rahatsızlığı esnasında kendisini yalnız bırakmayan basın mensuplarına ve sevenlerine teşekkürlerini iletirken, herkesin kandilini kutladı.

Güzel oyuncu Gönül’ün bu iyi temennileri ardından, Tek Türkiye dizisinin Doktor Tarık’ı Ozan Çobanoğlu, yoğun temposu her ne kadar sesine yansısa da sevenlerinin kandilini tebrik etmeyi unutmadı. Samanyolu Televizyonu'nun başarılı oyuncuları dizilerinin verdiği yaz tatilinde de hayranlarının ilgisinden mahrum kalmadı. Gerek kendilerine ulaşan, gerek kanalın resmi sitesine gönderilen mesajlar Tek Türkiye’nin, Türkiye tarafından dört gözle beklenildiğini bir kez daha göz önüne çıkarttı.

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Tek Türkiye ile Vadi'nin yeni savaşı

Vadi transfer olunca Polat da ücretini katladı. Peki Vadi'nin rakibi Tek Türkiye'de son durum nasıl?

Polat'a var da Doktor Tarık'a zam yok mu?

'Tek Türkiye' dizisi, perşembe akşamları 'Kurtlar Vadisi'nin önemli bir rakibi...

Samanyolu TV'nin iç yapımı olan dizinin maliyeti oldukça düşük.

BUGÜN Magazin Servisi'nden Okan Işık, dizide 'Doktor Tarık'ı canlandıran başrol oyuncusu Ozan Çobanoğlu'nu aradı ve genç aktöre hassas bir soru sordu:

"Kurtlar Vadisi transfer oldu, Polat'ı canlandıran Necati Şaşmaz'ın ücreti bölüm başına 75 bin TL'ye yükseltildi. Sizin ücretinizde bu sezon bir artış yapılacak mı?"

(Kriz nedeniyle şubat ayında Şaşmaz'ın bölüm başına aldığı ücret 90 bin TL'den 50 bin TL'ye indirilmişti.)

12 yıldır Devlet Tiyatrosu oyuncusu olan Ozan Çobanoğlu'yla bir süre önce tanışmıştım;

Pırıl pırıl bir insan.

Son derece idealist, mesleğine aşık bir oyuncu.

Diziden bölüm başına 7 bin lira aldığı bilinen Çobanoğlu, Okan'a temennisini söylemiş:

"Polat'ın kadar olmasa da bizim fiyatlarımızda da tatmin edici artış olacaktır. Hepimizin ücretlerinin iki kat artacağını umuyoruz."

Tek Türkiyenin Doktoru Tarıktan muhteşem bir çalışma: "Paramparça"!!!


Samanyolu'nda perşembe günleri ekrana gelen Tek Türkiye'nin Doktor Tarık'ı Ozan Çobanoğlu, önceki gün konuk olduğu 'Yeşil Elma' mutfağında oyunculuk ve sinema ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.


Yemek yapma konusundaki maharetiyle Oktay Usta'dan (Oktay Aymelek) tam not alan Çobanoğlu, Tek Türkiye'nin sezon finali konusunda sır vermezken, çekim hazırlığında olduğu sinema projesi konusunda izleyicileri bilgilendirdi. "Ben bu filmi Tek Türkiye'ye başlamamışken yazmıştım. Şehirde geçen bir hikâye. Fakat oyuncu seçimini Tek Türkiye kadrosundan yaptım. Çünkü o kadar mükemmel bir set ortamımız ve başarılı sonuçlarımız var ki başka arayışlara girmek manasız. Eğer kriz bizi de vurmazsa 15 Haziran gibi tanıtımlarını görebilirsiniz. Çok çalışıyoruz. Seyircilerimizin karşısına hak ettikleri güzellikte çıkmayı umut ediyoruz." dedi.




Samanyolu Televizyonu’nun gözde dizilerinden Tek Türkiye’nin Doktor Tarık rolündeki başarılı oyuncusu Ozan Çobanoğlu, herkesin yaz tatiline girdiği şu günlerde durmak dinlenmek bilmeden muhteşem bir sinema çalışmasına imza attı.

Senaryosu Ozan Çobanoğlu’na ait olan sinema filminin adı “Paramparça”

“Paramparça'nın hikayesi iki buçuk yıllık bir geçmişe dayanıyor. Filmin senaryosunu Tek Türkiye dizisi ile birlikte yazdım” diyen başarılı oyuncuya sinemanızda görselliğe mi yoksa verilmek istenen mesaja mı yoğunlaştınız sorusuna; “Bir sanatçı olarak sanatın gerekliliği noktasında ne gerekiyorsa yapma taraftarıyız. Bizim de estetik kaygılarımız var. Renkler, resimler çok önemli, görüntü kalitesi çok önemli, profesyonel ekipmanlarla çalışıyoruz... Ama benim de yönetmenimizde, oyuncu arkadaşlarımında, teknik çalışanlarında en başta önemsediği şey; anlaşılır olmak, sosyal sorumluluk taşımak ve seyircinin beğenisini, saygısını kazanmak... Bizce en önemli olan sanat estetiğiyle mesajı vermektir.” diyerek cevap veriyor.

Türk halkının sevgisini, güvenini kazanan genç ve başarılı oyuncuya Türk sinemaların ülkemiz için önemini ve çektiği sinemanın diğer sinemalardan farkını soruyoruz. Çobanoğlu;

“Türkiye'nin nüfusuna göre yine de az film çekiliyor. Gönül ister ki yüzlerce sinema filmi çekilsin. Sinema, görsel sanatların en görkemlisi ve ülkenin tanıtımı için önemli bir reklâm.

Bizim filmimiz; Türkiye'de şu anda kullanılan en iyi teknik malzemelerle çekilecek... En büyük rolden en küçük role kadar bütün oyuncular işi bilen profesyonel oyunculardan oluşuyor... Yönetmenimiz aylardır senaryoyu etüd etmekte. Yönetmenimizin bakış açısı ve yorumlama biçimi bizi çok heyecanlandırıyor. Filmde kullanılacak mekânlar sıfırdan yapıldı. Filmin uslubuna ve tarzına uygun mekânlar oluşturuldu. Kostümler karakterlere göre özenle seçildi. Oyuncular aylardır karakterlerine çalışıyorlar...

Özet olarak şunu söyleyebilirim, bizim şu ya da bu farkımız var demekten öte; biz işimizi özenli ve düzgün yapacağız. Biz seviyeli ve kaliteli işlere bir yenisini daha eklemek istiyoruz... Bana göre asıl amaç, film yapmak değil insanlara doğru birşeyler anlatabilmektir” diye sorumuzu cevaplarken “Sanatçı hayal edebilendir, düş kurmasını bilendir, eğer düşlerini insanlara ulaştırabilirse sanatçı için en büyük mutluluk budur” sözlerini de ekliyor.

Film müziğiyle, renkleriyle, sesiyle ve olabilecek en küçük ayrıntısına kadar hazır oluncaya kadar sıkı bir çalışma içinde olacağız diyen Çobanoğlu, sinemasının karakterlerini yönetmeni Çelik Berksoy ile beraber seçmiş. “Castın yapılma dönemi oldukça rahat geçti, çünkü Tek Türkiye oyuncularının çok iyi uyumunu keşfettim, kendi senaryomdaki karakterlerde kafamda belirince senaryo bittiğinde oyuncular da hazır hale gelmiş oldu” diyen Ozan Çobanoğlu, yorulmak bilmeyen azmiyle de tüm sanat camiasına kaliteli bir örnek olmayı başardı.

Tek Türkiye' nin Doktoru Ozan Çobanoğlunun yeni filmi PARAMPARÇA!!!


Samanyolu Televizyonu’nun gözde dizilerinden Tek Türkiye’nin Doktor Tarık rolündeki başarılı oyuncusu Ozan Çobanoğlu, herkesin yaz tatiline girdiği şu günlerde durmak dinlenmek bilmeden muhteşem bir sinema çalışmasına imza atmaya hazırlanıyor.
Çekimlerine 24 Temmuz'da başlanılan filmin 3 haftada çekilmesi planlanıyor. “Paramparça'nın hikayesi iki buçuk yıllık bir geçmişe dayanıyor. Filmin senaryosunu Tek Türkiye dizisi ile birlikte yazdım” diyen başarılı oyuncuya sinemanızda görselliğe mi yoksa verilmek istenen mesaja mı yoğunlaştınız sorusuna; “Bir sanatçı olarak sanatın gerekliliği noktasında ne gerekiyorsa yapma taraftarıyız. Bizim de estetik kaygılarımız var. Renkler, resimler çok önemli, görüntü kalitesi çok önemli, profesyonel ekipmanlarla çalışıyoruz... Ama benim de yönetmenimizde, oyuncu arkadaşlarımında, teknik çalışanlarında en başta önemsediği şey; anlaşılır olmak, sosyal sorumluluk taşımak ve seyircinin beğenisini, saygısını kazanmak... Bizce en önemli olan sanat estetiğiyle mesajı vermektir.” diyerek cevap veriyor.

Çekimlerine başlanan paramparca sinema filminin web sitesi kısa sürede tüm işlevleriyle yayınlanmaya başlayacaktır. http://www.paramparcafilmi.com sitesinde film hakkında bilgi alabileceğimiz site yakında faaliyete geçecekmiş...

AYRINTILI BİLGİ İÇİN TIKLA

Tek Türkiye ' nin Dila Hemşiresi Karantina Günlerini Anlattı


Samanyolu Televizyonu'nun sevilen dizisi Tek Türkiye'nin Dila hemşiresi Müjgan Gönül yakalandığı domuz gribi nedeniyle geçtiğimiz haftayı hastanede geçirdi. Gönül hastalığın nasıl bulaştığını ve karantina günlerini anlattı.

Oyuncu Müjgan Gönül dizideki rol arkadaşlarıyla birlikte Fransa ve Almanya’ya gitmişti. Ekip olarak imza günlerine, söyleşilere katıldılar. Dünyayı sarsan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Artık yayılması durdurulamaz’ dediği domuz gribine ekipten sadece o yakalandı. Türkiye’ye döndükten sonra 39,5 derece ateşle hastaneye kaldırıldı. Kanında domuz gribi virüsü A/H1N1’e rastlanınca Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’ne yatırıldı. Dünyanın kapıları da üzerine kapanmıştı böylelikle. Bir hafta ilaç tedavisi gördükten sonra sapasağlam ‘dışarı’ çıkabildi. Gönül, karantina günlerini Star Pazar’a anlattı.

Hastalığa yakalanmadan önce domuz gribi haberlerini takip ediyor muydunuz?

Duymamak mümkün değil elbette. Çok yoğun bir iş hayatım vardı. Dizi çekimleri, geç saatlere kadar çalışmak, düzensiz beslenme derken kendime çok iyi bakamıyordum. Bünyem zayıf düştü. Bağışıklık sistemim de bu yüzden zayıfladı sanırım. Dizi çekimleri bittikten sonra sekiz kişilik ekiple birlikte Fransa’ya gittik. Yurtdışında diziyi takip edenlerle bir araya geldik, çeşitli etkinlikler, geziler yaptık.

TERMAL KAMERADAN GEÇTİM

Sizin virüsü nasıl kaptığınız hakkında bir fikriniz yok tabii.

Sanırım Fransa’da kaptım. Virüs vücuda girdikten sonra en az bir iki gün kuluçkada kalıyormuş. Ondan sonra ortaya çıkarmış. Ben Türkiye’ye döndüm. Bir gün kaldım. Ertesi gün Almanya’ya uçtum. Uçakta da klimadan çok soğuk bir hava geliyordu. Almanya’ya donarak gittim. Soğuk algınlığı geçirdiğimi düşündüm. Ayakta zor duruyorum... Bir yandan da ateşim yükseliyordu. Akşam bizimkiler bir Türk doktoruna götürdüler beni. Doktor test yaptırmak istedi ama uçağımız var diye testi yaptırmadım. Sonra Türkiye’ye döndük.

Türkiye’ye nasıl girebildiniz ki? Termal kameraya yakalanmadınız mı?

Almanya’daki doktor giderken bana ateş düşürücü iğne yapmıştı. Ateşim düştüğü için termal kameraya yakalanmadım. Türkiye’ye geldikten sonra ateşim tekrar yükseldi. 39,5 derece ile hastaneye kaldırıldım. Test sonucu bana domuz gribi pozitif dediler.

O anda ne hissettiniz?

Ağzımdan ‘tamam’ kelimesi çıktı sadece. Şok geçiriyordum. Hemşire uçuşla, orada ne yapıp ettiğimle ilgili sorular sorup durdu. Ben donmuş gibi sorularını yanıtladım. Hemşire odadan çıktıktan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladım. İnsan kendine konduramıyor galiba. Babamı aradım hemen. ‘Ben domuz gribi oldum baba. N’olacak şimdi?’ diye ağlamaya başladım.

BASIN DUYANA KADAR RAHATTIM

Bütün bunlar olurken ‘Neden Allah’ım, neden ben?’ durumları oldu mu?

Olmaz mı. Fransa’da sekiz kişiydik. Ortamlarda bebek bile vardı. Aynı insanlarla bir araya gelmiştik. Aynı yemekleri yemiştik ama sadece ben domuz gribi oldum. Hem korkutucu hem komik geliyor insana. Bir arkadaşım arayıp dalga geçti zaten: ‘Bravo Müjgancım, beş milyonda bir rastlanan hastalığı ülkemize getirdiğin için seni tebrik ediyoruz’ dedi.

Ya ölüm korkusu?

Elbette ölümcül bir virüs vardı içimde. Panik olmadım desem yalan olur. Ama ölüm korkusundan ziyade şu vardı: Başka bir şey olacak ve ben hastanede daha fazla kalmak zorunda kalacağım! Ateşler içindeyim... Ya hemşire yanımda yokken ateşim yükselirse, kimse gelmezse, komaya girip beni duymazlarsa diye düşündüm. Her seferinde ‘Aman Müjgan saçmalama’ deyip normale döndüm.

Nasıl tedavi oldunuz?

Hastanede altı gün kaldım. 10 dozluk bir ilaç tedavisi var. Sabah bir tane akşam bir tane alıyorsunuz. Ve geçiyor.

Klinikte karantina altında kalmak nasıl bir his yaratıyor insanda?

Bu o kadar ürkütücü, sinir bozucu ki... Dizide rol gereği maske takıyordum hiçbir şey hissetmiyordum. Hastalanınca aynı maske çok korkutucu geliyor. Koridora çıkamıyordum, cama çıkamıyordum. Aslında basın duyana kadar biz çok rahattık. En yakın arkadaşlarımdan Nilüfer cama kadar geliyordu ve ben onunla telefonda sohbet ediyordum. Bu işin aile içinde kalmasını istiyorduk. Çünkü sevdiğim insanların etkilenmesini istemiyordum. Basın duyduktan sonra cama da çıkamaz oldum. O zaman karantinayı tam olarak içimde hissettim.

Oradayken en çok sarılmayı özledim

Tek mi kalıyordunuz odada?

Evet. Ama şöyle bir şey oldu, o kliniğe girince Türkiye’de domuz gribine yakalananın sadece ben olmadığını gördüm. Hastanede boş oda yoktu. Bütün odalarda domuz gribi hastaları vardı. Türkler, festival için yurtdışından buraya gelen yabancılar, hostesler vardı. Hatta ben oda bile bekledim. Bir hostes tedavi görüp evine gittikten sonra odaya geçebildim. Benden önce de bir sürü domuz gribine yakalanan hasta gelmiş, tedavi olmuş.

Sizi ziyarete gelen oluyordu değil mi?

Arkadaşlarımla camdan cama görüşüyorduk. Çok kötüydü. Çok zordu. Cama dokunarak insanlara dokunduğumu hayal ediyordum. Özgürlüğünüz elinizden alınıyor o karantinada. Domuz gribi olduktan sonra dokunmanın değerini anladım. Arkadaşlarıma camın arkasından bakarken gözlerim doluyordu. İçeri kaçıyordum, gözlerimi silip tekrar karşılarına çıkıyordum. İnsanlara sarılmayı o kadar çok istedim ki içeride...

Zaman nasıl geçiyordu?

Arkadaşlarım filmler getiriyordu, onları seyrettim. Kitap, gazete okudum. Telefonlarım hiç susmadı. Diğer domuz gribi hastalarının odalarını görebiliyordum ama bağlantılı değildik elbette. Portorikolu dansçılar vardı. Onları seyrediyordum. Grup oldukları için çok eğleniyorlardı.

Ateşinizin düştüğünü, normale döndüğünüzü söylediklerinde neler hissettiniz?

Tamam, atlattım, yaşayacağım, bitti dedim...

Bundan sonra setlere geri döneceksiniz. Peki çalışma arkadaşlarınızda bir endişe olabilir mi sizce?

Belki endişelendiler ama hepsi beni bağırlarına bastı. Doktorlar beni bıraktıysa bir sakıncası da yok diye düşünürler herhalde. Hatta bunun esprisini bile yaptık. Normalde sete bir sürü hayranımız gelir ve birlikte fotoğraf çektiririz. Hoş bizim çocuklar ‘Müjgan hadi yine iyisin artık bir yıl anı fotoğrafı çektirmezsin’ diye takılıyorlar ama beni dışlayacaklarını sanmam.

STAR