İkinci gün ise Risale Nur Şöleni ile bizleri ağırladılar. Güzel bir gençlik şöleninde
n sonra yine kültürlerini tanıttılar ve aslında karşılıklı alışverişte bulundular.
Konuklarını yöresel kıyafetleri ile karşılayan öğrenciler oldukça sempatiklerdi. Kendi kültürlerine has yemeklerinin tadına bakma imkânı bulurken, el dokuma seccadelere, takkelere, elbiselere de rastladık. Oldukça verimli geçen ve hem bize yakın hem de keşfedilmesi gereken bir gezi oldu bizler için.
Bizler de bulmuşken birkaç soru yönettik kendilerine. Buluşma hakkın
da kısa görüşler:
Maya Saatova
Maya Saatova, Türkmenistan Aşkabat’tan gelmiş Türkiye’ye. Selçuk Üniversitesinde hemşirel
ik bölümü okumakta.
Neden okul olarak Türkiye’yi seçtiniz?
Çocukluk hayallerimi süsleyen dışarıda okuma tutkusu beni buralara getirdi.
Nurgeldi Çargarov
Türkmenistan’daki Türk kolejlerinde
eğitimini tamamlamış ve Selçuk Üniversitesi sınıf öğretmenliği 2. sınıfta okumakta. Orada sevip, tanıdığı Türkiye’yi keşfetme heyecanı onu buralara getirmiş.
Bu kadar yelpazenin farklı yönlerini bulmuşken Türkiye hakkındaki
izlenimlerini de sormadan geçemiyoruz.
Yaşanabilecek bir şehir olarak gördükleri Konya’yı sakin bir yer olarak buluyorlar. Çok sıcakkanlı buldukları insanlarını da çok sevmişler.
Peki, buradaki ilgiyi nasıl buldunuz?
Çok çok iyiydi. İnsanları sıcakkanlılar, çok ilgileniyorlar ve merak ediyorlar. Nerden ge
ldiler, ne için buradalar diye. Bizler de onların bu sorularını yanıtlarken kendimizi, kültürümüzü tanıtma imkânı bulduk.
Mucirrahman Timur
Mucirrahman Timur, Afganistan’dan gelmiş. İlahiyat mez
unu olan Mucirrahman, İslam tarihinde yüksek lisans ya
pmakta.
Neden okul olarak Türkiye’yi tercih ettiniz?
Müslüman ülke, kardeş ülke o yüzden tercih ettik. Başka Batı ülkelerine gidebilirdik ama oraların maneviyatı güzel değil.
Sizde bıraktığı izlenim nedir?
Konya, insanları bakımından ve kültür olarak çok güzel bir şehir. Sosyalleşme ve iyi şeyler adına çok şeyler öğrendik burada. Buranın halkını tanıma fırsatı bulduk ve bizler de elimizden geldiği kadarıyla kendi kültürümüzü, insanımızı tanıtmaya çalışıyoruz.
Afganistanlıları bulmuşken Mevlana’yı sormadan geçem
iyoruz. Burada görmek nasıl
bir duygu?
Hz. Mevlana zaten bizden gelen birisi. Bizim dedemiz Belh
şehrinden gelmiş buralara biz de onu takiben geldik. Bağımız hiç kopmadı, inşallah hiç kopmayacak. Bu
manevi köprüler var bizde. Onun için de geldik. Osmanlı döneminden şu ana kadar Afganistan ile Türkiye arasında kardeşlik var. İnşallah bu kopmayacak daha da güçlendireceğiz bu ba
ğları.
Yoğun ilgiyle geçen zamanların ardından karşılıklı kültür paylaşımları olmuş. Stantta tanıttıkları ob
jelere göz attığımızda; el dokumaları seccadelere, elbiselere, takkelere, renkli sofra bezlerine, çaylardan yeşil çaya, tomurcuk çayına ve nebat isimli kristal şekere rastladık.
Mahmut el Seyit
Stantları gezerken bize yakın bir ülkeye daha uğrak veriyoruz. Güler yüzlü ve besme
le ile bizi karşılayan Suriyeli Mahmut el Seyit, Halep’ten gelmiş. Yabancı
öğrenci sınavına tabi tutulan Mahmut bu sınavı geçmiş ve Konya’
yı seçmiş.
Ülkesine çok benzettiği Konya’dan bir o kadar da memnun. Bu yüzden tercihlerinde gelen İzmir ve Trabzon’u tercih etmemiş. Burada İslam’ın güzel yaşandığına dikkat çekerken, camilerin ve dini mek
ânların fazlaca olmasının da ayrı bir güzellik olduğunu söylüyor. .
Peki, gezme ve tanıma imkânı buldunuz mu?
Elbette. Hz. Mevlana’yı hem gezme fırsatı buldum hem de hayatını okuma imkanı. Yine buradaki farklı başka mekanlara gittim ve oralarda kaldım.
Meheran Kemdio ve Akif Yun
Meheran Kemdio ve Akif Yun Pakistan’dan gelmişler. Türk okulundan
mezun olduktan
sonra burada ilahiyat fakültesinde okumaktalar. Mevlana Hazretlerini önceden Muhammed İkbal’in anıt mezarından tanıyorlar.
Ve belirttiklerine göre Konya’ya ilk defa
Pakistanlılar stant açmışlar. Daha önce Ankara, İzmir ve İstanbul’da kültürlerini tanıtma imkanı bulmuşlar. Şimdi de kendilerine samimi ve sıcak gelen bu şehirde bu imkanı yakalamışlar.
Stantlarında milli kıyafetlerini, bayraklarını, Pakistanlı şairleri Muhammed İkbal’i, Urdu dilini, haritalarını ve paralarını tanıtma fırsatı bulmuşlar.
Gusti
Endonezya, Gusti |
Gusti Endonezya’dan gelmiş Türkiye’ye. Selçuk üniversitesi il
ahiyat öğrencisi. Gusti arkadaşlarının aksine pek alışamamış bu şehre.
% 90’ı Müslüman olan bir ülkeden gelmiş. Haliyle Mevlana’yı tanıyor ve burada da ziyaret etme fırsatı bulmuş.
Stantta; hediyelik eşyalardan maskelere, müzik aletlerinden halk oyuncaklarına kadar pek çok çeşit sergilemişler.
Recep Fazıl
Tanzanya, Recep Fazıl |
Recep Fazıl Tanzanya’dan gelmiş. İlahiyat Türkçe hazırlık sınıf öğrencis
i. Türk kolejinden mezun olan Recep Fazıl değişik kültür ve çevre görmek için tercih etmiş Türkiye’yi. Türk insanı hakkında güzel izlenimler edinmiş. Nazik ve güzel bulduğu bu şehrin insanlarından oldukça memnun.
Yoğun ilgiden de memnuniyetini ifade ederken biz de standa bir göz atıyoruz. Biblolar, müzik aletleri, figürler, maskeler ve daha türlü objelerin yer aldığı stanttan Tanzanya esintileri ile ayrılıyoruz.
Zahit Dallatov
Zahit Dallatov Tacikistan’dan gelmiş. M
atematik 1. sınıf öğrencisi. Oradaki Türk okulunu memnun olarak bitiren Zahit, eğitim hayatına burada devam etmek istemiş. Ve umduğu gibi de bulmuş Türkiye’yi.
İzlenimleriniz nelerdir?
Bizim şehir gibi saygılı insanlar mevcut burada. Misafirperverler ve bize benziyorlar.
Ortamı nasıl buldunuz?
Doğrusu bize de sürpriz oldu. Bu kadar ülke olduğunu bilmiyorduk. Hem onları tanıma imkânı bulduk hem de Türklere kendi kültürlerimizi tanıtma imkânı. Çok güzel bir organizasyon olmuş, bizler çok memnun kaldık.
Nurcan Kara, gezdi, gördü, konuştu
Fotoğraflar için kardeşim Seyit Ali’ye teşekkürler