Tek Türkiye Dizisi

26 Kasım 2010 Cuma

Samanyolu Tv Genel Tanıtım Fragmanı

Samanyolu Tv Diziler Genel Tanıtım

Tek Türkiye 118. Bölüm İzle

Tek Türkiye 118. Bölüm Anında İzle

25 Kasım 2010 Perşembe

Murat Yeni (Maceracı) İle Ropörtaj


Samimiyetiyle gönülleri fetheden Maceracı Ağabeyimiz ile günler öncesinden görüştük bir söyleşi yapmak adına. Ve memnuniyetle kabul edeceğini söyleyince günü kararlaştırıp yola düştük. Samanyolu Fanları’nın programlara karşı yeterli ilgiyi göstermediğini düşünüyor Maceracı Ağabeyimiz. “Bunu değiştirmek gerçek ‘Samanyolu’ Fanları’nın elinde” diyen Sevgili Murat Yeni Ağabeyimiz ile başbaşa bırakıyoruz sizleri...

Samanyolu Fanları: Murat Yeni’yi sizin ağzınızdan tanıyabilir miyiz?

Murat Yeni: 1975 doğumluyum, evliyim. Rabbim bağışlarsa bir tane evladım, kız çocuğum var. İsmi Nedret Şevval. 17 yıldır radyo ve televizyon programcılığına devam ediyorum. İlk olarak Kanal A televizyonunda başladım. Sonra Işık Tv, ardından Samanyolu Televizyonu oldu. Muhtelif radyolarda çalıştım, daha sonra Dünya Radyo dönemi oldu. Tabiî herkesin bildiği Maceracı programı ile insanların karşısına çıktım. Bir ara dünyaya açıldık, sonra tekrar Anadolu’da devam etme kararı aldık. Yeni sezonda Anadolu’dayız inşallah.

Samanyolu Fanları: Samanyolu Televizyonu ile nasıl tanıştınız?

Murat Yeni: Samanyolu ile tanışmama kameraman kardeşlerim vesile oldu. Malatya’da bir gün Işık Tv’de canlı yayın yaparken Samanyolu Tv’den canlı yayın aracı kiralanmıştı. Bakıp demiştim ki içimden, bunlar ne havalı, ne tuhaf tipler… “İyi ki bir ulusal kanalda çalışıyorsunuz!” demiştim. Sonra sanki benim yirmi yıldır beraber çalıştığım arkadaşlarım gibi yayın yapmaya başladık o anda. Sahiplendiler. Sonra akşam buluştuk otelde. Beni Samanyolu Televizyonu’na davet ettiler. O zamanlar açıkçası benim hiçbir şeyle ilgili bilgim yoktu. Güzel insanların bir arada bulunduğu ortamları bilmiyordum. “Ben oraya gelmem, orası bana göre bir yer değil!” dedim. Hiç unutmuyorum, dedim ki, “Orada uçuşan tipler vardır sakallı cübbeli.” Çok üzülürüm her zaman o ifadeyi kullandığım için ama Rabbim affetsin. O anda o kadar biliyorduk. İnsan ancak bildiği kadar vardır. Sonrasında “Olur mu ya, bize bak.” dediler. Baktım, “Ya siz bizim arkadaşlar gibisiniz, arada hiçbir fark yok. Benim arkadaşım neyse siz de osunuz. Bizden bir farkınız yok.” dedim. Sonra gittim, gerçekten içeri girer girmez bambaşka bir hava vardı. Samanyolu Televizyonu’na gidenler beni çok rahat anlayacaklardır, kapıdan içeri girdiğiniz andan itibaren sanki farklı bir iklimin içine giriyorsunuz, farklı bir hava oluyor. Ama beni çok etkilemiş olacak ki, şu an 2010 yılındayız ve yine buradayız. Üç yıl bir TRT aram oldu. Canlı yayınlarda da hep söylüyorum, hayatımın en kötü günleriydi. Sebebi TRT’nin kötü olması mı? Hayır. Benim Samanyolu Tv’den ayrılmam en büyük eziyetti bana. Rabbime çok dua ettim burada olabilmek için, burada çalışabilmek için, buradaki havayı soluyabilmek için, buradaki insanları görebilmek için. Dualarım kabul oldu. Tabiî burada kadrolu olarak çalışmak çok önemlidir. O zaman kendinizi hizmetin bekçisi olarak görüyorsunuz. Onun da tescillendiğinin bir ifadesi bu, o kadar güzel bir şey ki… Onlar isterse beni çaycı kadrosunda çalıştırsınlar, isterse yerleri temizleyeyim, isterse orayı bekleyen kardeşler gibi bekleyeyim… Ama Allah beni bu kapıdan ayırmasın. Hep böyle dua ettim. Öyle anlatılmaz bir duygu… Allah’a şükür.

Samanyolu Fanları: Sunuculuğa nasıl başladınız, hayaliniz miydi?

Murat Yeni: Hiçbir zaman benim hayalim olmadı. Eskiden nâmüspet bir hayat yaşarken benim hayallerim yoktu. Sadece -şimdi çok daha iyi anladığım -dünya işleri; bir yerlere gideyim, oturayım, şuna buna bakayım, orada gezeyim, burada tozayım gibi düşünceler… Tamamıyla amaçsız bir hayatım vardı. Bu amaçsız hayat 24-25 yaşlarına kadar devam etti. Mankenlik yaptım, menajerlik yaptım, aklınıza ne geliyorsa yaptım ama Rabbim çok başarılı olabileceğim halde hiçbirinde beni muvaffak kılmadı. Hep de üzüldüm neden olmadı, neden onda da başarısız oldum, neden bunda da başarısız oldum… Şimdi çok daha iyi anlıyorum ki benim yerim zaten belliymiş. Rabbim hazırlamış, onu bekletiyormuş. Hakeza, bence hayal edilmeli. İnsanın hayali olmalı; ama bu, Rabbimin yaratacağını bilmekten daha ileri bir hayal olmamalı. Yani sen ne düşünürsen düşün, ne yaparsan yap, ne hissedersen hisset, onu yaratan Rabbim. Bu duyguyla hareket etmeli. Hayalin ölçüsünü de ona göre belirlemeli. Çok uçuk hayallerim olmadı, hizmete girdikten ve tanıdıktan sonra zaten hiç hayalim olmadı. Hizmette düşünmemeyi öğrendim -düşünmemek derken yanlış anlaşılmasın, okumamak, araştırmamak anlamında değil bu- Düşünmemektense uygulamak, büyük akıllara uyup, büyük akıllara tâbi olup onların sözlerini yerine getirmenin, onların gösterdikleri hedefe ulaşmak için mücadele etmenin çok daha doğru olduğuna inanıyorum. Şimdi ve bundan sonraki hayatımda Rabbim ömür verirse büyüklerim, ağabeylerim benden bir şey yapmamı isteyecek ve ben bundan sonra yapacağım. Gerek kendime ait bir fikrim, kendime ait bir hayatım Allah’ın izniyle olmayacak. Ben kendimi hizmete adamak istiyorum, adanmış bir ruh olmak istiyorum. Ama altını çiziyorum, bu kendimi geliştirmeme anlamında değil. Eğer kendimi geliştireceksem Allah rızası için geliştireceğim, hizmetim için geliştireceğim, yani hizmete bir katkım olur mu kaygısıyla kendime vakit ayıracağım, onun dışındaki tüm vakti Allah rızası için koşturan insanların söylediklerini yapmaya ayıracağım inşallah. Bugün televizyon olur, televizyonda bir program olur, amenna, orada devam ederiz. Yarın kamera arkası olur, sonraki gün Uganda’da olur, Tanzanya’da olur, Etiyopya’da olur. Bir okul idareciliği olur -öğretmenlik asla yapamam- ya da bir belletmenlik olur, yurt müdürlüğü olur, bir dersanede idarecilik olur… Yani sonuç itibariyle verilen görevi yapmak, Allah rızası için budur. Bütün arkadaşlarıma tavsiyem de odur. Hizmet etmenin ana kriteri çabalamak değildir. Zaten zamanında birileri senin için çabalamış… Sen onların söylediklerini yap, onların dediklerine uy. İnan, kendi çabalamandan çok daha fazla başarı yakalarsın diye Murat Ağabeylerinden ufak bir nasihat, öğüt diyelim…

Samanyolu Fanları: Sunuculukla alâkalı neler tavsiye edersiniz?

Murat Yeni: Bir kere okumak… Yani her şeyin başı eğitim, eğitim şart. Zaten hizmet kurumlarının büyüğümüz tarafından vesile olunarak başlatılmasındaki ana düşünce de eğitimdir. Okumadan bir şey olmaz, okumadan bir şey yapamazsınız. Okuduktan sonra ilmini Allah rızası için nasıl kullanırsın onun hesabını yapacaksın. Sonrasında, televizyonumuzun her zaman yetenekli, kalifiye elemana ihtiyacı var. Yani bizim başkalarına ihtiyacımız olmamalı. Biz bize yeteriz. Bunun için kardeşlerimize radyo-televizyonu şiddetle tavsiye ediyorum. Radyo-televizyon okusunlar, gazetecilik okusunlar, basın-yayın okusunlar. On bin kişi dahi olsa bizim istihdam edecek kurumlarımız inşallah var ve açılmaya da devam ediyor. Rahat olsunlar, bizi başkalarına muhtaç etmesinler Allah’ın izniyle. Bizim kendi yıldızlarımız olsun, kendi kardeşlerimiz olsun, kendi içimizden çıksın. Bakın Maceracı nasıl tanındı? Maceracı’yı insanlar nasıl sevdi? Samanyolu Tv’den sevdi. Demek ki Samanyolu Tv’den de tanınmış herkesin sevebileceği insanlar çıkabiliyor. Buna birçok örnek var; mesela sevgili Saim (Orhan)… Yani kendi içimizden insanlar çıkartalım. Başka insanlar da bunları sevsin, biz de onları sevelim. Önemli olan, çalışmak çabalamak inşallah…

Samanyolu Fanları: Biz Maceracı’yı yandan sepetli motoruyla Anadolu’yu karış karış gezen, gönülleri fetheden bir seyyah olarak tanıdık. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Murat Yeni: Maceracı sadece o değil. Maceracı aynı zamanda yaklaşık 400’ü aşkındır gösteri yapan, “En Sevgiliye” adlı -‘stand-up’ demiyorum- yapmış olduğu gösterisiyle yarım saat güldüren ama asıl son 45 dakika Allah dostu insanlarla buluşturmaya vesile olup aynı zamanda insanları ağlatan da bir insan Maceracı. Maceracı bir kere kendi içinde kesinlikle çok gülen birisi değil, hep dua eden birisi, duygusal bir insan. Mesela yirmi gündür nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde bazı sosyal paylaşım sitelerine girdim. Kafalarında soru işareti oluyormuş insanların. Rahat olsunlar, gerçekten benim. Mesele şu; benim oraya girmemdeki tek sebep, orada ‘Allah’ kelamının olduğunu gördüm, çok şaşırdım ve “ona bir katkım olur mu, o insanların Allah ile buluşmasına bir katkım olur mu” düşüncesiydi. Bir de sevenlerim kim onu görmek istiyorum. Bu programı seven, Maceracı’yı sevenler kim onu görmek istiyorum. Maceracı hayatına devam eden bir insan… Maceracı yalnızca güldüren değil, ağlatan, düşündüren de bir insan. Çok yakında ‘İbret’ adlı bir kitabım çıkıyor. Sadece benim hayatım. Az önce de anlattım zaten, hayatımdaki olumsuzlukları, karanlıkları. O karanlıkları görüp ibret alsınlar diye tüm açıklığıyla kendi hayatımı kaleme aldım. NT Mağazaları’nda bulabilirler. Bunu yapmamdaki amaç da yine örnek olmaktı. Kitabımı okuduklarında benim aslında Samanyolu ekranlarına çıkabilmekten çok uzak bir hayatım olduğunu anlayacaklar. Nasıl oldu, işte onun cevabı İbret’te. İbret alırlar diye dua ediyorum.

Samanyolu Fanları: Sitemizi takip ediyor musunuz, ediyorsanız nasıl buluyorsunuz?

Murat Yeni: Ben zaten hep takip ediyorum Samanyolu Fanları’nı. Yalnız şöyle bir durum var, Samanyolu Fanları’nın bir kısmı çok dizici. Bence çok hoş bir şey değil bu, Samanyolu Tv’ci olunması lazım. Samanyolu Tv’de sadece diziler yok. Sadece dizi varmış gibi; sadece Tek Türkiye, Kollama varmış gibi davranılmamalı. Bir kere gerçek Samanyolu sever ayırım yapmamalı. Mümkün olduğunca hepsini izlemeli, yorumlarını yapmalı. Eleştiriyse eleştiri, güzel sözse güzel söz; bunu söylemeli ama o yol Samanyolu’na dönüştürülmeli. Yani her zerresi sizi ilgilendirmeli. İşte bu yaptığınız çok güzel. Benle röportaj yapın, Saim’le (Orhan) röportaj yapın, diğer programcılarla röportaj yapın… Ve insanları bir şekilde Samanyolu’nun tamamına yönlendirin çünkü internet çok önemli bir malzeme.

Samanyolu Fanları: Son olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Dualarınızı bekliyoruz Murat Ağabey…

Murat Yeni: Estağfirullah kardeşim, dualar müşterektir. Asıl ben teşekkür ederim.

21 Kasım 2010 Pazar

Konya Valisi Doğan Tek Türkiye Setini Ziyaret Etti

Konya Valisi Doğan Tek Türkiye Setini Ziyeret Etti

Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Merkez Meram ilçesine bağlı tarihi Gökyurt (Klistra) Köyü'nde çekimleri süren 'Tek Türkiye Son Karakol' dizi setini ziyaret etti. Yapımcı ve oyuncularla bir süre sohbet eden Doğan, turizme yeterince açılamayan bölgenin tanıtımını daha fazla yapacak faaliyetleri desteklediklerini ifade etti. Samanyolu Televizyonunun beğeniyle izlenen yapımlarından 'Tek Türkiye Son Karakol'un çekimleri Konya merkeze yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Klistra'da yapılıyor. Klistra doğal güzelliği ile kendine hayran bırakıyor. Bölge yer yüzü şekilleri itibariyle doğal bir film platosu özelliği taşıyor.Klistra'da çekimleri süren Tek Türkiye Son Karakol dizi seti, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Konya İl Özel İdare Genel Sekreteri Mehmet Kaçmaz ve Meram Kaymakamı İrfan Kenanoğlu'nu ağırladı. Dizi ekibiyle tanışan Vali Doğan, oyuncularla sohbet etti. Neşeli sohbetin ardından Yapımcı Salih Asan ile bir süre görüşen Vali Doğan, dizinin formatı, senaryosu ve seyri ile ilgili bilgi aldı.
Doğan, daha sonra yakındaki Gökyurt Köyü ilköğretim okulu ziyaret ederek, öğrencilerle sohbet etti. Öğrencilere yörenin tarihi özelliğiyle ilgili sorular yönelten Doğan, okulda yaptığı incelemenin ardından köyden ayrıldı.
Ayrıntılı Bilgi İçin..


16 Kasım 2010 Salı

Tek Türkiye 117. Bölüm Özet-Fragman

Ağır yaralı olan Zelal kurtulacak mı?

Bin can için bir can feda oluyor...
Tarık pişmanlık ve hüznü bir arada yaşıyor...
Kado bu sefer farklı oynuyor.... Zehra'yı ise kötü sürprizler bekliyor...



Örgüt, Tarık ve Ümit Erlerine kurduğu tuzakta Zelal'in
devreye girmesi ile başarılı olamaz. Oğlu için ölüme atlayan Zelal'in hali,
oğlu Tarık'ı etkiler ama hala hiçbir şey hatırlayamamaktadır. Ağır yaralı olan Zelal'i kurtarmak
için Tarık canla başla uğraşır. Ama gökten bir yıldız kaymak üzeredir, Tarık buna engel olabilir mi?

Ümit Erleri Dila'yı kurtarmayı başarmıştır ama Dila, Tarık, Zelal ve İbrahim bir araya gelememiştir.
Çetin, koruculuk sisteminin kalktığı ama hala dağa çıkan gençlerin olmadığı bir köy için derin araştırmalar yapar.

Kado ise Zehra'nın Ali'den vazgeçmeyeceğini anlar ve Zehra'yı Bahoz Ali'ye emanet eder.

Tek Türkiye, 117. Bölümü ile 18 Kasım Perşembe 19:50'de Samanyolu TV'de ve aynı zamanda Küre TV'de...




15 Kasım 2010 Pazartesi

Tek Türkiye Tüm Bölümler İzle

Tek Türkiye Tüm Bölümleri Anında İzle

Tek Türkiye 111. Bölüm İzle




Tek Türkiye 112. Bölüm İzle



Tek Türkiye 113. Bölüm İzle



Tek Türkiye 114. Bölüm İzle



Tek Türkiye 115. Bölüm İzle



Tek Türkiye 116. Bölüz İzle




Tek Türkiye 117. Bölüm İzle

.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Tek Türkiye 116. Bölüm Özet-Fragman



Tarık'ın sonu Ümit Erleri tarafından mı olacak?

Zelal oğlu Tarık'a gerçekleri anlatmak için her türlü riske girer. Fakat Tarık büyük bir ikilem yaşamaktadır. Bir türlü hafızası yerine gelmez. İkinci kez evladını kaybeden Zelal ne yapacağını şaşırır.

Dila ise hala örgütün elindedir. İgor ona yardım etmek istese de ani bir gelişme Dila'nın elini kolunu bağlayacak ve onu dağa mahkum bırakacaktır. Çetin ise uyuşturucu nakliyatına hız vermek için çabalamaktadır. Zehra, Bahoz Ali ile ayrılığın acısını yaşarken, Kado'nun haince planı yüzünden sevdiklerini bir bir kaybeder. Kado ise sevdiğim kıza kavuşacağım derken tüm sevdiklerinden olur.

Örgüt komutanı Zaim, Tarık'a ölüm emri verir hem de ölümü en sevdiği ve kendi kurduğu Son Karakol'un elinden olmalıdır. Dila neden örgüte mahkum kalacak? Tarık’ın sonu Ümit Erleri tarafından mı olacak? Kado kimleri kaybedecek?


Tek Türkiye 116. Bölüm Fragmanı

Fragmandan Ön İzleme Resimler

Tek Türkiye 115. Bölüm Özet-Fragman




Zelal ölecek mi?

Ümit Erleri, Dila'yı kurtarmak için seferber olmuştur.
Fakat cephane kıtlığı onları çok zor durumda bırakır.
Örgüt ise Ümit Erleri tarafından kuşatıldığı için intikam almak istemektedir.
Bunun icin Tarık'a daha iyi sahip çıkmalı onu bir terörist yapmalılardır.

Tarık ise nedenini anlayamadığı bir şekilde Dila'ya yardım etmek istemektedir.
Fakat Kagir ona öyle sözler söyler ki Tarık bir an aklındaki tüm soru işaretlerinden kurtulur.

Zehra ise dağ hayatına alışmak zorunda olduğunu düşünmektedir.
Terzi İgor'un gizemli sözlerinden rahatsız olan Zehra, onunla detaylı konuşmak ister ama başarılı olamaz.

Çetin ise büyük bir uyuşturucu sevkiyatına girişmiştir,
Hem de bu sevkiyata kutsal şehitlerin tabutlarını alet ederek...
Zelal ise, istemeden bu sırra ortak olmuştur.
Ve şimdi Zelal ile köylü bir mağarada kapalı kalmıştır. içerde zehirleyici gaz, kapıda kızgın alevler
ve en geride keskin nişancılar...

Tarık Dila'ya düşman olacak mıdır? Zelal bu kapanda ölecek midir?



Tek Türkiye 114. Bölüm Özet-Fragman



Örgüt, Dila'yı rehin alıyor!

Heyecan hiç bitmiyor...
Zehra, Dila için kendini feda ediyor...
Belge elden ele geçerken, Kado haince bir işe bulaşıyor...


Dila ve Zehra rehin alınmıştır. Tıbbı müdahaleyi yapan Tarık, eşi Dila'yı tanımasa
da ona karşı içinde farklı duygular uyanmıştır. Örgüt bunu fark eder ve Tarık'a önce onu
iyileştirmesini emreder. Sonrasında ise öldürtmeyi planlamaktadır. Tarık ise örgütün ona
verdiği bilgilerle hayatını şekillendirmeye çalışmaktadır ama aklındaki soru işaretleri giderek artar.

Kado, Zehra'yı kurtarmak için canını ortaya koyar. Ama kardeşi Ali de Zehra için ölüme hazırdır. Kado sırf
Zehra'yı kurtarmak için herkesin canını sıkacak bir işe bulaşmıştır. Örgüte yaranıp, Zehra'yı kurtarmak için tek kozu onlara vermiştir. Zehra ise Dila için kendini feda etmeye karar vermiştir. Şimdi Ali'yi de Kado'yu da istememektedir.

Tek Türkiye, 114. Bölümü ile 28 Ekim Perşembe 19:50'de Samanyolu TV'de

Tek Türkiye 114. Bölüm Fragmanı

Tek Türkiye 113. Bölüm Özet-Fragman


Örgüt, Tarık için ne planlıyor?
Örgüt otağında çaresiz ve kimliğini kaybetmiş bir şekilde kalan Tarık için şok
gelişmeler yaşanıyor. Örgüt ya onu öldürmeli ya da çok iyi bir terörist olarak yetiştirmelidir.

Bu sırada Zehra ile Kado'nun nikahı kıyılır, gerçeklerle yüzleşme zamanı gelir.
Ali, sapasağlam karşılarına dikilmiş gördüğü manzara karşısında çılgına dönmüştür.
Kado'nun örgüte kaçan eşi Şervin, Ali'ye Kado'nun tüm kirli işlerini anlatmış; Ali, Kado'yu ağabeylikten silmiştir.
Ama artık Zehra, Kado'nun nikahlı eşidir.

Ali, Kado kadar Zehra'yı da ihanet ile suçlar.
Zehra ise bu duruma dayanamaz ve intihar eder. Örgüt köye saldırmak için hazırlanmış,
ümit erleri bu saldırıyı engellemek için tüm ekibi köye toplamış, hatta köyde seferberlik ilan etmiştir.

Dila, çatışma esnasında teröristlerce fark edilir. Teröristler arasında öyle bir yüz vardır ki herkesi çok şaşırtacaktır...


Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

Tek Türkiye 113. Bölüm Fragmanı


Fragmandan Ön İzleme Resimler

12 Kasım 2010 Cuma

Tek Türkiye 112. Bölüm Özet-Fragman





112.Bölüm Genis Özeti

Tarık çatışmada ağır yaralanmış örgütteki elemanlar tarafından bulunmuştur. Dila ise aylarca haberini alamadığı Tarık’ın ölümüne inanmış, şehit olduğunu düşünerek teselli olmaya çalışmıştır… Rıfat Ağa’nın oğlu Kado ise kardeşi Ali’nin ölümünden sonra kardeşinin çok sevdiği Zehra ile evlenmek istemektedir. Zehra Ali’yi bir türlü unutamamış, ağabeyim dediği Kado ile evlenmeye bir türlü razı olmamıştır. Fakat başına gelen kötü olaylar sonucu Kado ile evlenmeye karar vermiştir… Oysa sevdiği Ali ölmemiştir, Kado’da bunu bilmektedir…Belgenin peşine düşen örgüt içinde ajanların olduğuna kanaat getirmiş üç kadın teröristi işkenceye maruz bırakmıştır… Aslında casus olmayan bu kadınlar haksız işkence yüzünden o belgenin peşine düşüp Devlet’e destek vermeye karar vermiştir..

Tek Türkiye 112. Bölüm Fragmanı

8 Kasım 2010 Pazartesi

Zelal ölecek mi?

Ümit Erleri, Dila'yı kurtarmak için seferber olmuştur.
Fakat cephane kıtlığı onları çok zor durumda bırakır.
Örgüt ise Ümit Erleri tarafından kuşatıldığı için intikam almak istemektedir.
Bunun icin Tarık'a daha iyi sahip çıkmalı onu bir terörist yapmalılardır.

Tarık ise nedenini anlayamadığı bir şekilde Dila'ya yardım etmek istemektedir.
Fakat Kagir ona öyle sözler söyler ki Tarık bir an aklındaki tüm soru işaretlerinden kurtulur.

Zehra ise dağ hayatına alışmak zorunda olduğunu düşünmektedir.
Terzi İgor'un gizemli sözlerinden rahatsız olan Zehra, onunla detaylı konuşmak ister ama başarılı olamaz.

Çetin ise büyük bir uyuşturucu sevkiyatına girişmiştir,
Hem de bu sevkiyata kutsal şehitlerin tabutlarını alet ederek...
Zelal ise, istemeden bu sırra ortak olmuştur.
Ve şimdi Zelal ile köylü bir mağarada kapalı kalmıştır. içerde zehirleyici gaz, kapıda kızgın alevler
ve en geride keskin nişancılar...

Tarık Dila'ya düşman olacak mıdır? Zelal bu kapanda ölecek midir?

Örgüt, Dila'yı rehin alıyor!

Resim

Örgüt, Dila'yı rehin alıyor!

Heyecan hiç bitmiyor...
Zehra, Dila için kendini feda ediyor...
Belge elden ele geçerken, Kado haince bir işe bulaşıyor...





Dila ve Zehra rehin alınmıştır. Tıbbı müdahaleyi yapan Tarık, eşi Dila'yı tanımasa
da ona karşı içinde farklı duygular uyanmıştır. Örgüt bunu fark eder ve Tarık'a önce onu
iyileştirmesini emreder. Sonrasında ise öldürtmeyi planlamaktadır. Tarık ise örgütün ona
verdiği bilgilerle hayatını şekillendirmeye çalışmaktadır ama aklındaki soru işaretleri giderek artar.

Kado, Zehra'yı kurtarmak için canını ortaya koyar. Ama kardeşi Ali de Zehra için ölüme hazırdır. Kado sırf
Zehra'yı kurtarmak için herkesin canını sıkacak bir işe bulaşmıştır. Örgüte yaranıp, Zehra'yı kurtarmak için tek kozu onlara vermiştir. Zehra ise Dila için kendini feda etmeye karar vermiştir. Şimdi Ali'yi de Kado'yu da istememektedir.

Tek Türkiye, 114. Bölümü ile 28 Ekim Perşembe 19:50'de Samanyolu TV'de ve aynı zamanda Küre TV'de...