Tek Türkiye Dizisi

29 Mart 2009 Pazar

Tek Türkiye Zaferdeydi











Samanyolu Televizyonu’nun sevilen dizisi Tek Türkiye’nin oyuncu ve çekim ekibi Afyonkarahisar Özel Zafer Koleji’ni ziyaret etti...


Tek Türkiye ekibini Zafer Koleji Müdürü Hasan Korkmaz okul öğretmenleri ve öğrenciler karşıladı. Karşılama sırasında öğrenciler dizinin sevilen oyuncuları Dila hemşire Doktor Yıldız ve korucu Murat’a büyük ilgi gösterdi. Okulun kütüphanesinde düzenlenen programda konuşan Okul Müdürü Hasan Korkmaz Tek Türkiye dizisinin oyuncu ve çekim ekibinin okulu ziyaret etmesinden büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Öğretmen ve öğrencilerin diziyi severek izlediklerini dile getiren Müdür Korkmaz Tek Türkiye dizisinin çok başarılı bir dizi olduğunu ve dizide çok güzel mesajlar verildiğini kaydetti.

OYUNCULAR SINIFLARI GEZDİ

Programda dizi oyuncuları ve çekim ekibine çeşitli hediyeler takdim edildi. Oyunculardan Dila Doktor Selma korucu Murat’ın hediyesini OKS’de Türkiye birincisi olan Metehan Çekiç verdi. Yönetmen Salih Asan adına yönetmen yardımcısı Veysel Alıcı ve ekip adına Osman Küçükçay’a hediyesini ise Müdür Hasan Korkmaz verdi. Daha sonra Müdür Korkmaz dizi oyuncularına okulu gezdirdi. Dila Doktor Selma korucu Murat sınıflara girerek öğrenciler ile sohbet ettiler.


28 Mart 2009 Cumartesi

Tek Türkiye 'nin Doktor Tarık'ından Müjde!..


Doktor Tarık film hazırlığında

Samanyolu'nda perşembe günleri yayınlanan 'Tek Türkiye'nin Doktor Tarık'ı Ozan Çobanoğlu, medyada çıkan ve tartışma konusu olan "Kahramanlık Tarık'a yakışıyor, Polat'a değil" sözüne açıklık getirdi.

Çobanoğlu, Necati Şaşmaz için söylediği "Türkiye'nin en iyi oyuncularından değil, ama çaba gösteren, emek veren biri; benim ve birçok genç oyuncu gibi. Daha çok öğreneceğimiz şey, daha çok gidecek yolumuz var." sözlerinin de arkasında olduğunu söyledi. Ne magazinle ne de sansasyonel haberlerle ilgisinin olmadığının da altını çizen Çobanoğlu, şöyle konuştu: "İdealleri olan, kendimi, aklımı sürekli zinde tutan üretmeyi seven, biriyim. Altyapısı olan, kısa yoldan buralara gelmeyen, hep kendisini öğrenmeye ve bildiklerini anlatmaya çalışan, günün birinde oyunculuğunu tüm dünya arenasında göstermek isteyen bir oyuncuyum."

'Tek Türkiye' ve tiyatrodaki görevlerinin dışında sinemayla da ilgilenen Çobanoğlu, "Kısmet olursa yaza bir sinema projem var. Benim yazdığım bir senaryo. Tek Türkiye'nin eski ve yeni kadrosundan oyuncular olacak. Ancak, tamamıyla bağımsız, uzun zamandır üzerinde durduğum bir hikâye." diyor.

Röportajımızın tamamını haftaya perşembe günü Samanyoluhaber.com'da bulabilirsiniz!..

26 Mart 2009 Perşembe

TÜMÇADER'den Tek Türkiye Dizi Setine Ziyaret


Tüm Çalışanlar Derneği (TÜM ÇADER), Samanyolu Televizyonunda yayınlanan ve beğenilerek izlenen ‘Tek Türkiye’ dizisini setinde ziyaret etti.


Teknik ekip ve oyuncular tarafından sıcak karşılanan dernek üyeleri, yazdıkları şiiri okudular, ardından da Kırıkkale’den götürdükleri tatlıları ikram ettiler. Bunun yanında dernek üyeleri Mevlana Müzesi’nde gezdi ve müzeyi anlatan sinevizyon izledi.


Ziyaretteki amaçlarının Türkiye gerçeği olan terör ve arkasındaki oynanan oyunları, milletimizi bilinçlendirme adına yapılan çalışmaları hem yerinde görmek, hem de kendilerine bu kış gününde özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etmek olduğunu dile getiren TÜM ÇADER Derneği Başkanı Şuayip Demir, bir terör gerçeğinin bilinmeyen yönlerinin bu dizi ile ülke insanına anlatılarak bilinçlendirildiğini söyledi.

Açıklama yapıldı


Tek Türkiye dizsinin Türkiye’nin gündemini teşkil eden Kürt sorununa getirdiği yaklaşım ile farklılık göstermektedir diyen Başkan Demir, “Bu sorunu gündemine alan dizilerin ilki diyebiliriz. Dizide Türk ve Kürt birlikteliğini en güzel şekilde işlemişler. Oyuncuların özverili oynamaları diziye daha da cazip hale getirdi. Senaryoları ise doğuda yaşanan dramı dile getiriyor” şekilde konuştu.

Gün yüzüne çıkıyor

Dizinin başrol oyuncusu Ozan Çobanoğlu ise, Kırıkkale’den gelerek kendilerini ziyaret eden dernek üyelerine teşekkür etti. Oyuncuların senaryoları büyük bir özveriyle oynadıklarını anlatan Çobanoğlu, “Halkımızın diye büyük destek vermesi ve izlemesi bizleri mutlu ediyor. Bu dizi sayesinde Türk-Kürt kardeşliği daha da pekişiyor. Doğuda oynanan oyunları gün yüzüne çıkartıyoruz” dedi

Tek Türkiye Ekibi Down Sendromlu Çocuklarla Buluştu


Down sendromlu çocuklardan teşekkür


Gökcem İletişim, Rehabilitasyon Özel Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen geceye katılarak miniklerin gönüllerini alan ‘Tek Türkiye’ dizisinin ekibine Down Sendromlu çocuklardan teşekkür geldi. 24 Mart 2009 / 13:59Reklam21 Mart Dünya Down Sendromlular Günü nedeni ile Gökcem İletişim, Rehabilitasyon Özel Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen geceye katılarak miniklerin gönüllerini alan ‘Tek Türkiye’ dizisinin ekibine Down Sendromlu çocuklardan teşekkür geldi. Geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen geceye katılan Tek Türkiye’nin dizi oyuncuları miniklerin programlarını izleyerek onların mutluluğunu paylaşmıştı. Dev Çelik Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Devecioğlu eşi Yasemin oğlu Gökhan ve Kurum Müdürü Aziz Yıldırım ile birlikte Tek Türkiye dizisinin sevilen sanatçılarına gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etmek için çekimlerin yapıldığı Tatköy’e geldi. Buruda çekim yapan ekibe başarılar dileyen Devecioğlu ailesi daha sonra Bera Otel’e gelerek dizinin sevilen oyuncuları Meltem Özlem Akınözü, Fatih Yurdakul, Sabri Özmener, Serhat Yeşil, Özgül Sağdıç ve Kadim Yaşar ile bir araya geldi. Devecioğlu ailesi, Tek Türkiye ekibine kendilerine gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederken, “Sizlerin desteği ve yavrularımıza gösterdiğiniz sevgi onları çok mutlu etti. Bizlerde yavrularımız adına sizlere teşekkür ederek üzerimize düşen bir görevi yerine getirmek istedik. Bu vesile ile sizlerin aracılığı ile dizide görev alan tüm ekibinize Gökçem ailesi olarak şükranlarımızı sunuyorum” dedi.


Tek Türkiye dizisinin sevilen oyuncularından Meltem Özlem Akınözü, Down Sendromlu çocukların ve Devecioğlu ailesinin kendilerini ziyaret etmelerinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken çok duygulandığını söyledi. Akınözü, “Bizler sadece üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Bu kardeşlerimizin gecesine katılmak bizler için çok güzel bir duygu idi. Gönül isterdi ki tüm ekibimiz ile salonda olalım. Ancak gerek çekimlerimizin devam etmesi gerek işlerimizin yoğunluğu buna mani oldu. Ancak gönlümüz her zaman sizinle olacak. Eğitim Merkezinde bulunan yavrularımız ne zaman isterlerse onları çekimlerimize götürür ve misafir ederiz. Bizlere verdiğiniz sevgi gösterisinde dolayı ben tüm ekip arkadaşlarım adına size teşekkür ederim” diye konuştu. Konuşmaların ardından Gökhan Devecioğlu Özlem Akınözü’ne çiçek verirken Gökhan ve Uğur Devecioğlu ise sanatçıya plaket verdi.

Tek Türkiye 62. Bölüm


Çetin’in elinden kurtulan Yavuz’un peşine örgüt düşmüştür.

Tarık çeşitli kişilerle görüşerek yardım bulmaya çalışırken bambaşka bir örgütlenmenin kurulduğundan habersizdir.
Botan ve Şivan, Yavuz’u öldürmek için köye baskın yaparlar. Şehmuz bu baskında tarafını belli ederek teröristlerden yana olur. Yavuz ise babasının evine sığınır.İyileşmek için Tarık’a ihtiyacı vardır. Tarık oraya gittiğinde Selma’yı örgütün gerçek yüzünü görmesi için ikna etmeye çalışır.Selma bildiği yoldan dönmeyecektir ta ki örgüt onu can evinden vuruncaya kadar. Şimdi Selma’nın tek umudu Tarık’tır…

26 Mart Perşembe 19:40
fragman:

19 Mart 2009 Perşembe

TEK TÜRKİYE'NİN DOKTOR TARIĞINA TIP ÖĞRENCİLERİNİN BAKIŞI




TIP ÖĞRENCİLERİ DOKTOR TARIK'I NASIL BULUYOR?



Samanyolu Televizyonunda yayınlanan ve yayınlandığı günden bu yana reyting sıralamasında hep üstlerde olan, kendinden oldukça bahsettiren yapım Tek Türkiye dizisi, en az medya dünyasında olduğu kadar Tıp Fakültesi öğrencileri arasında da konuşuluyor.


Dizinin başrol oyuncularından Ozan Çobanoğlu’nun katıldığı bir programda Ozan Bey, “Diziyi seyrettikten sonra tayinini doğuya isteyeceğini belirten birçok Tıp öğrencisi oldu. Bunlar bizzat beni arayıp, dizinin mantığı için teşekkür edip, kendileri de Doktor Tarık gibi, Doğuda ülkemizin tekliği için çalışmak istediklerini dile getiriyorlar” demişti.



Bizde bunun üzerine Tıp öğrencilerine, Tek Türkiye’nin Doktor Tarık’ını sorduk. Güneydoğu’dan bir üniversitemiz Gaziantep Tıp Fakültesi öğrencileri Doktor Tarık karakteri hakkında çok renkli ve etkileyici düşüncelere sahip.




“Doktor Tarık, bize öğretmen oldu”



---Neden Tek Türkiye dizisinde kahraman olan bir doktor. Neden asker değil, polis değil de bir doktor?



*Çünkü askerin, polisin görevi zaten vatanı korumak. Onların görevi o... Yeri geldiği zaman vatan için canını vermek, huzur ve güven için düşmanları etkisiz hale getirmek. Her asker ve polis görevini ifa ettiği sürece bir kahramandır. Fedakârlıktan daha çok bu bir görevdir. Ama doktorun görevi sadece hayat kurtarmaktır. Acı çekenin acısını dindirmektir. Görevi sadece hayat kurtarmak olan bir doktor, sağlık alanının dışında da siyasi olarak ta hayat kurtarmaya atılıyor. Daha çok canlar yanmasın diye, düzeni baştan değiştirmeye kalkıyor. İşte bu doktorun yaptığı fedakârlık oluyor.



Doktor, herkesin ihtiyaç hissettiği biridir. Herkesin ihtiyaç duyduğu biri tabiî ki daha genel bir kahraman olur. Doktor, insanın en muhtaç ve aciz olduğu anda ona güç vermek için vardır. Her doktor bir insanın kahramanı, Doktor Tarıklar ise Tek Türkiye’nin kahramanlarıdır.



Bu arada şunu da söylemek istiyorum, belki bu yazıyı okuyan arkadaşlarımız “ne yani tıpçı olmak her şey mi“ diye düşünebilir. Tabiî ki hayır. Bakın dizide Yıldız karakteri de doktor. Ama o bir örnek teşkil etmiyor. Onun gibi doktor olacağına bir insan, insan gibi dağda çoban olsun daha faydalı. Yani iş doktor olmakla sınırlı değil. İş bilgini doğru yolda ve kardeşlik için kullanmakta.


---Tek Türkiye ve Doktor Tarık sizi nasıl etkiledi?


*Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. Ve 5 yıldır Samanyolu Televizyonunun sıkı takipçisiyim. İlk Mavi Rüya ile başladı Samanyolu dizilerinin farkını anlamam. İnsanlara görevlerinin önemi gösteriyor. Öğretmenin, polisin, doktorun, hemşirenin, gazetecinin. Tıp Fakültesini kazanıp okumaya başladıktan sonra Doktor Tarık karakterinden inanılmaz etkilendim. Bir doktor, bir değil binlerce hayat kurtarır, bir doktor düzeni değiştirir mantığını yakaladım. Şuan Gaziantep’ de okuyorum ve mezun olup göreve başlayınca muhakkak doğu illerinde doktorluk yapmak istiyorum. Tek Türkiye, Kürt ve Türk sözcüklerini daha da genişletti zihnimde. Bir insanın neden dağa çıkar tarafını gösterdi. Daha keskin çizgilerim vardı terör hakkında, suçlu sadece bir gruptu gözümde. Ama şimdi işin en ince ayrıntılarını da görmüş olduk.



Doğuya kesinlikle daha çok doktor ve medikal malzeme götürülmeli. İşte dizi bizde bu etkileri yapıyor. Seyrediyor eksiklikleri görüyoruz ve mezuniyet sonramızı düşünüyoruz bu eksiklikleri nasıl tamamlayabiliriz diye. Hatta durumu biraz abartmış gözükmeyelim ama Tek Türkiye’nin hikâyesi üzerine bile derin düşüncelere giriyoruz. Aramızda tartışıyoruz. Doktor Tarık, sonunda böyle olmalı, şöyle olmalı diye. Bu dizi biz tıp öğrencilerini hem sosyalleştirdi, hem de görev bilincimizi genişletti. Doktor Tarık, bizim için bir nevi öğretmen oldu diyebiliriz. (Mustafa Dağlı- Gaziantep Tıp Fakültesi 2. Sınıf)



---Doktor Tarık abartılı bir kahraman mı sizce?

*Belki birçoğu için öyle gelebilir bilemiyorum ama bence hiç de abartılı değil. Çünkü Tarık, doktorluk mesleğini sadece para ve rehavet için yapanlara ve doktorluğu sadece böyle zannedenlere çok güzel cevap oldu. Ve ayrıca bu kahraman bizim de bakış açımızı değiştirdi. Ben aslen Aydınlıyım. Ve eskiden Kürt ile terörist aynıydı benim gözümde. Kürt ise kesin terörist, terörist ise kesin Kürttü. Bundan dolayı da doğuda görev yapmak asla istemiyordum. Birde şehit yakınıyım. Kuzenim şehit oldu. Ondan dolayı da daha büyük hınç ve nefret vardı. Ama bu dizide gördüklerimden anladım ki çok yanlış kişilere kin beslemişiz. Bizim gibi düşünen nice değerli Kürt kardeşlerimiz varmış. Şimdi mezun olur olmaz özellikle doğuda Kürt kardeşlerim için çalışmayı ve birlik mesajları vermeyi istiyorum.


---Gerçek Doktor Tarıklar var mıdır sizce?


*Olmasaydı ülkemizde Doğu sorunu bu kadar güzel çözümlenmeye başlamazdı. Kendimi onun yerine koyduğumda çok zor Doktor Tarık gibi olmam. Ama demek ki öyle idealist tipler varmış ki şimdilerde bu konular bu kadar net gün yüzüne çıkıyor.


---Terör meselesinin çözümlenmesinde Doktorlara cidden bu kadar önemli bir görev paylaşımı düşüyor mu?



*Tabi ki düşüyor. Öğretmenlere, imamlara, hemşirelere, doktorlara en az askere düşen görev kadar büyük görev düşüyor. Hatta bence daha fazla. Çünkü doğu illerimizde askerden korkuluyor. Şu gün Mardin de öğretmen tanıdığımın dediği asker köye geldiği zaman bütün köylü korku içine giriyorlarmış. Böyle bir alt yapı maalesef oluşmuş. Madem askerle, köylü arasında böyle bir iletişim sorunu var, görev doktora, öğretmene, imama düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti öyle ya da böyle çok dikkatli bir şekilde korunmalı.



---Diğer dizilerde bu konuya eğilmeli mi sizce?


*Keşke öyle bir şey olsa. İlk Kurtlar Vadisinden çok ümitlendik. Derin devleti, karanlık hesaplaşmaları çok iyi gösterdi. Ama son iki bölümdür Ergenekon olayını sempatik göstermeye ve yumuşatmaya çalıştıklarını fark ettim. Daha takip etmiyorum. Vatan, millet meselesi oyuncak değil. Terör örgütü olan ister PKK olsun ister ETÖ fark etmez, hepsinin üzerine gidilmeli. Biz Doktor Tarık’tan bunu öğrendik. Bilinçlendik. Dizide gereken önemi görüyor yeterli bir seyirciye ulaşmış. İnanın Tek Türkiye dizisi başladığı saatte Aydın’da sokakta kimse kalmıyor. Kahvehaneler de bile eğer birileri varsa muhakkak Samanyolu açılmış ve Tek Türkiye izleniyor. Türkiye insanı gerçekten zekidir. Buna inanıyorum. Tıp öğrencisi olarak, gerçekleri bu kadar güzel dile getirdiği için Tek Türkiye ekibine çok teşekkür ediyorum. Ve izledikleri yolda sonuna kadar gitsinler diyorum. Gitsinler ki biz gelecek nesil doktorları ve diğer meslek erbapları “ Tek Türkiye” miz için neler yapmamız gerektiğini görelim. (Özcan Akkuş- Gaziantep Tıp Fakültesi 2. Sınıf)




Tek Türkiye Oyuncuları Jüri Üyeliği Yaptı......

Konya'nın Beyşehir ilçesinde Özel Gönül İlköğretim Okulu tarafından İstiklal Marşı'nı okuma yarışması düzenlendi.İlçe geneli İlköğretim Okulları arasında yapılan yarışmaya yedi okul katıldı. Yarışmanın jüri üyeliğini, Samanyolu Televizyonu'nun ilgiyle izlenen dizisi "Tek Türkiye" dizi oyuncularından "Doktor Tarık" rolündeki Ozan Çobanoğlu, "Doktor Yıldız" rolündeki Tuğçe Doras, "Hemşire Dila" karakterini canlandıran, Müjgan, Gönül "Botan" rolündeki Kadim Yaşar ve edebiyat öğretmenleri yaptı. Öğrenciler dizi oyuncularına büyük ilgi gösterdi.

Gecede anasınıfı kategorisinde Cumhuriyet İlköğretim Okulu'ndan Gülsüm Ceylan birinci, Kurucuova İlköğretim Okulu'ndan Sevdanur Cura ikinci, Ali Akkanat İlköğretim Okulundan Edanur Canıtes üçüncü oldu. Birinci kademede Özel Gönül İlköğretim Okulundan Havvanur Taş birinci, Üzümlü Cengiz Topel İlköğretim Okulundan Melike Ceylan ikinci, Ali Rıza Celepoğlu ilköğretim Okulundan Rumeysa Duymuş üçüncü oldu.


İkinci kademede ise Cumhuriyet İlköğretim Okulundan Büşra Özen birinci,Özel Gönül İlköğretim Okulundan Merve Özaba ikinci,Şehit Mehmet Ümit Kesmez İlköğretim okulundan Fatma Sütçü üçüncü oldu. Gecede dereceye giren öğrencilerin ödüllerini Okul Müdürü Arslan Cömert verdi. Törende bir konuşma yapan Okul Müdürü Cömert, "İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy'u anma ve saygı programı çerçevesinde yaptığımız bu etkinlik gelecek nesillere bu emaneti teslim etme adına atılmış büyük bir adımdır. Bu gecede öğrenci velilerimize, öğrencilerimize, kan ve göz yaşıyla yazılan İstiklal Marşı ruhunu anlatmak istedik. Bizlere destek veren velilerimize, Beyşehir protokolüne teşekkür ederiz." dedi.

Beyşehir Kaymakamı Cumali Atilla ise geceden çok etkilendiğini söyledi. Öğrencilerin İstiklal Marşı'na gösterdiği ilgiden memnuniyet duyduğunu dile geteren Kaymakam Atilla "bu gecenin ikincisi yoktur. Çok farklı bir duygu içerisindeyim. Çocuklarımızı milli duyu ve düşüncelerle hazırlayan öğretmenlerimizi ve bu çocukları yetiştiren anne ve babalarını tebrik ediyorum. Milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz bu günü, bizlere miras bırakan ecdadımızı anlama adına büyük bir başarıdır.İnşallah sizler bizlere bırakılan bu büyük mirası ileride daha iyi temsil edeceğinizden şüphem yoktur." dedi.

Tek Türkiye'den Dila,Şivan ve Muhtar Samsun'da


TEK TÜRKİYE DİZİSİ OYUNCULARI FEZA'DA


Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan ve çekimleri Konya'da devam eden Tek Türkiye dizisinin yapımcısı ve oyuncuları Samsun Feza Koleji öğrencileriyle buluştu.


Feza Koleji Öğrencileri, en çok izlenen televizyon dizisinin hangisi olduğunu belirlemek için bir anket düzenledi. Anket sonucuna göre Samanyolu ekranlarında yayınlan Tek Türkiye dizisi 1. olunca dizinin yapımcısı Salih Asan ve oyuncular Süleyman Karadağ (Şivan), Müjgan Gönül (Dila) Sabri Özmener (muhtar) Özel Feza Koleji öğrencileriyle buluştular.


Çocukların yoğun ilgi gösterdiği programda tezahüratlar eşliğinde salona giren oyuncular gördükleri manzara karşısında duygulu anlar yaşadı.


Daha önce Samanyolu Televizyonunda yayınlanan Sır Kapısı, Yusuf Yüzlü, Mavi Rüya, Tarık ve Diğerleri gibi projelere imza atan Yapımcı Salih Asan, "Tek Türkiye"nin Türkiye televizyonlarında yayınlanan diziler arasında ihtiyaç duyulan bir proje olduğunu söyledi. Dizinin 15. bölümünün çekimlerinin devam ettiğini aktaran Yapımcı Asan; "Dizimiz bu ülkenin farklılıklarının bir zenginlik olduğunu haykırmaya devam edecek. Biz dağa çıkmak üzere olan bir genci bu düşüncesinden vazgeçirebiliyorsak, dağa çıkmış bir insanımızı dağdan indirebiliyorsak dizi hedefine ulaşmış olacak. Bu amaca hizmet etmek için bütün ekibimle gayret ediyorum" dedi.Öğrencilerin sorularını içtenlikle cevaplandıran Asan, “Çok zor şartlar altında çekimleri sürdürüyoruz. Konya'nın soğuğu malum, Kimi zaman -12 santigrat derece havada ve 18 saatlik bir çalışma sonrasında dizi yayına hazırlandı." diye konuştu


Dizide Hemşire rolünde oynayan Müjgan Gönül Tek Türkiye dizisinin kendisi için ilk dizi çalışması olduğunu aktararak, böyle bir çalışmada yer aldığı için gurur duyduğunu belirtti.


Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programın sonunda bahçede öğrencilerle sohbet eden oyuncular bol bol imza dağıttılar.

Tek Türkiye 61.Bölüm


Her şey gittikçe daha karışıyor!...

Çetin tarafından işkence odasına götürülen Tarık, hiçbir şekilde Çetin’in isteklerini yerine getirmez. Çetin, Tarık’ı ölümle korkutamayacağını anlayınca, onu en hassas yerinden yakalar ve annesinin hayatı ile tehdit eder. Zelal, Tarık’ı kurtarmak için elinden geleni yaparken, en sonunda Çetin’in tuzağına düşer. Tarık için her şey daha da zor bir hal alır. Botan ve Şivan ise Sağırsu köyünü tamamen teslim almıştır. Şimdi köylüye Doktor Tarık yerine Doktor Yıldız’ı kabullendirmek zorundalar. Bu aksiyon sürerken bir yandan da Berfin ve Yılmaz’ı, Zilan sürprizi beklemektedir!..

FRAGMAN:

18 Mart 2009 Çarşamba

Tek Türkiye - mp3 Müzikler

Gökmen-Tek Türkiye
http://rapidshare.com/files/183718046/GokmenTekTurkiyebyEtka.rar

Lorilori Müziği
http://rapidshare.com/files/183779181/lorilorimuzigi.samanyolufanlari.com.bby.etka.rar

Dıyamın Türküsü

http://rapidshare.com/files/183724159/Diyamin.Turkusu.Samanylufanlari.By.ETKA.rar

Gökmen-Tek Hatıra Kaldı

http://rapidshare.com/files/183727832/Tek.Turkiye.Tek.Hatira.Kaldi.samanyolufanlari.com.rar
Jenerik
http://rapidshare.com/files/183731883/TekTurkiye-Jenerik.samanyolufanlari.com.rar

Deloyloy
http://rapidshare.com/files/183739677/Delaylon.rar

Megri-Megri

http://rapidshare.com/files/183752502/Tek.Turkiye.MEGRiMEGRi.rar


Diziden Hoş bir Melodi
http://rapidshare.com/files/183756839/TekTurkiye.Diziden.Hos.BirMelodi.samanyolufanlari.com.rar

Dünya Tabib Gelse derdime Ne çare
http://rapidshare.com/files/183763121/Tek_Turkiye_-_Dunya_Talip_Gelse_-_By_Tornado.rar

Rındamın Türküsü
http://rapidshare.com/files/183766114/RINDAMIN.TEKTURKiYE32.BOLUMDEN.rar
Eyvah Oğul Kürtçe Versiyon
http://rapidshare.com/files/183771423/TEK.TURKiYE.EYVAH.OGUL.KURTCE.rar

El Kuçe Yar
http://rapidshare.com/files/183777816/TekTR.34Bl.ELKUCEYARE.Muzigi.rar

Fragman Müziği

http://rapidshare.com/files/183782330/TekTurkiye_-_Fragman_Muzigi__By_Tornado_.rar

Bir Fırtına Koptu

http://rapidshare.com/files/183787764/Tek.Turkiye.Bir.Firtina.Dogdu.rar

Bir Suhu Sitem Sardı Beni
http://rapidshare.com/files/183790822/Tek.Turkiye.Bir.Suhu.Sitem.Sardi.Beni.by.etka.samanyoluarsivi.com.rar

40 bin sene yatsam bulurum seni
http://rapidshare.com/files/183794744/Tek.Turkiye.40bin.sene.yatsam.bulurum.seni.samanyoluarsivi.com.rar
Saz ve Hüzün

http://rapidshare.com/files/183800206/Tek.Turkiye.Saz.ve.Huzun.Samanyoluarsivi.com.rar

Saz ve Hüzün 2
http://rapidshare.com/files/183803785/Tek.Turkiye.Saz.ve.huzun.Versiyon2.samanyoluarsivi.com.rar
Eman http://rapidshare.com/files/183807209/eman.eman.Tek.Turkiye.samanyolufanlari.com.by.by.rar

Stv Orjinal Müzikler
http://rapidshare.com/files/184432885/StvOrjinalMuziklerSamanyoluFanlari.com.rar

Tek Türkiye'nin senaryosu gerçek oldu: Muhtar 2


TERÖR ÖRGÜTÜYLE İŞBİRLİĞİ YAPAN MUHTAR YAKALANDI

Tek Türkiye gerçek oldu ! - İZLE indir: http://videogaleri.samanyoluhaber.com/video/2008/6/14/3.flv[/url
Tek Türkiye'nin senaryosu gerçek oldu.

Samanyolu Televizyonu'nun ülke gerçeklerini konu alan dizisi Tek Türkiye'deki örgüt için çalışan ve örgüte eleman temin eden muhtarın Van'da gerçeği yakalandı. Van Emniyeti'nin PKK'ya katılmak üzereyken yakaladığı 3 şahıs, ifadelerinde kendilerini örgüte Aşağıkoçkıran köyü muhtarı Medeni Demir'in teslim edeceğini söyledi.

Tıpkı dizideki gibi, Özalp ilçesi Aşağıkoçkıran Köyü muhtarı Medeni Demir, köyden örgüte eleman toplamaya çalışıyor ve ikna edebildiği kişileri alıp örgüte teslim ediyordu. Gençler kuryeler aracılığıyla Van üzerinden PJAK'ın kamplarına gönderiliyor ve militan, gerilla eğitimleri alıyorlardı

evet bu haber 14.Haziran.2008 de http://www.samanyoluhaber.com/haber-105290.html de yayınlanmıştı

Bizim Tek Türkiyenin Muhtarı ,Doğudaki insanlarımızı gözü açık olmaya sevk ediyor inşaallah

TEK TÜRKİYEYE YILIN DİZİSİ ÖDÜLÜ VERİLDİ:)

Radyo Evi Derneği (RADEV) 08 Artı 'Türkiye'de Negatifi Pozitife Çevirenler' ödülleri sahiplerini buldu.

700 üyesiyle 2. kuruluş yıldönümü ve Ankara Şubesi'nin açılış törenini gerçekleştirilen RADEV, büyük bir organizasyona imza attı. Kocatepe Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ödül törenine iş, spor, sanat, siyaset ve medya dünyasının seçkin temsilcileri katıldı. Türkiye'nin en pozitif kişi ve kurumlarının taçlandırıldığı ödül töreninde Yılın Dizisi Ödülü Tek Türkiye ye layık görüldü.

Ödül töreninde diğer ödül alanlar ise şöyle:"Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Çemil Çiçek (Yılın Politikacısı), Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik (Yılın Bakanı), Ayhan Güngör Hop Dedik Show (Yılın Pozitif Radyo Şovu), Gönül Dostu Füsun (Yılın Kadın Sunucusu), Radyo Vatan (Yılın Radyosu), Aşk Fm (Yılın Bölgesel Radyosu), Kon TV (Yılın Bölgesel TV Kanalı), Süleyman Dişli (Adapazarı Belediye Başkanı), Mustafa Aydın (Türkiye'nin En İyi Sağlık Yatırımı Aydın Termal Tesisleri), Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk (Yılın Gönül Adamı), Cemal Safi (Yaşam Boyu Onur Ödülü), Etimesgut Belediye Başkanı Serhat Kemal Yılmaz (Yılın Projesi), Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek (Başkentte yapılan hizmetler), Emel Taşçıoğlu (TRT Sanatçısı), Ece Gürsel (Yılın Mankeni), Eros Pansiyon-Yalçın Menteş Tiyatrosu (En İyi Tiyatro Oyunu), Çanta-Aydın Yücel (En İyi Kısa Film), Emel Taşcıoğlu (En İyi Çaylak Oyuncu), Tüprag Maden İşletmeleri (En İyi Şirket), Metaş Şirketler Grubu (En İyi Çıkış Yapan İnşaat Firması), Zelante (Yılın Markası), Göğüş Holding (Yılın Firması), Muammer Mert Turtem Mühendislik (Yılın Uluslararası Girişimcisi), Müge Dağıstanlı (Kanal Türk Orada Neler Oluyor?) Kanal D Magazin (En İyi Gündüz Kuşağı Magazin Programı), Kanal Türk/Türk Life Programı (En İyi Gece Kuşağı Magazin Programı), Tek Türkiye-Samanyolu TV (Yılın Dizisi), İhlas Haber Ajansı-Batuhan Yaşar (Yılın Haber Ajansı), Şamil Tayyar (Yılın Gazetecisi), SES TV-Latif Şimşek (Yılın En İyi Haber Merkezi), Safiye Soyman-Faik Öztürk (Yılın En iyi İkilisi), Fatoş Kabasakal (YılınTV Yıldızı), Sabe Tümer-Haber Türk (En iyi gece haber sohbet programı), Birinci Kuvvet.Com (En İyi Haber Portalı), Magazinci.Com-Nurettin Soydan (Yılın Magazin İnternet Portalı), Naci Alan-Anayurt (Yılın Gazetesi), Murat Yiğitbaşı-Süxe Dergisi (Yılın Magazin Dergisi), Abdülkerim Erdoğan (Yılın Yazarı)."

GÜNEYDOĞU TEK TÜRKİYEDE KENDİNİ BULDU




Güneydoğu bu dizide kendini buldu Teröristler tarafından kaçırılan doktor ve öğretmen, elleri kelepçeli, bir o yana bir bu yana savrulmaktaydı. Bazen bir dipçik darbesi, bazen bir tekmeyle yıkılıyorlardı yere. Kendilerini kaçıranlar ise durmadan bağırıyordu: 'Buraya okul açamazsınız...'
Dağa çıkartacak insan bulamamaktan korkuyorlardı besbelli. Samanyolu'nun çok izlenen dizilerinden 'Tek Türkiye'den bir sahne, bu anlattıklarımız. Dizi, batıdaki rahatını bırakıp, 'Orası da bizim vatanımız' diye yolu, suyu, elektriği olmayan bir köye giden genç bir doktorun yaşadıklarını anlatıyor. Hikâye o kadar gerçek ki; izleyiciyi alıp götürüyor kırsala. Mekânlar, zorlu arazi şartları gerçeğe çok yakın. Gerçeğe çok yakın diyoruz; zira çekimlerinin Konya'da yapıldığını Konyalılar bile bilmiyormuş. Kime sorduysak, 'Yok canım Konya'da böyle yerler yoktur.' diyor. Oysa merkeze bağlı Sille ve Tatköy'deki ahırlar kahvehane; mağaralar da terör örgütüne karargâh olmuş. Sete giderken kendinizi adeta Güneydoğu'da hissediyorsunuz.
Gerçeğe uygun olan sadece mekân değil; oyuncular da rollerini o kadar benimsemişler ki yönetmen Gürsel Ateş'in 'stop!' sesi bile durduramıyor onları çoğu zaman. Bazılarını ilk defa görüyor televizyon izleyicisi. Yönetmen de, tanınmış isimlerle çalışmayı pek sevmiyor zaten. Sebebini, "Yeni yüzler gerçeklik duygusunu daha iyi veriyor. Tanınmış bir yüz, bizim doktor, bizim öğretmen olmuyor. Proje o ismin projesi oluyor. Kimse projenin önünde olmamalı." diyerek açıklıyor. Doktor Tarık'ı Ozan Çobanoğlu, Öğretmen Zeynep'i Ezgi Sertel, Hemşire Dila'yı Müjgan Gönül ve Muhtar'ı Sabri Özmener oynuyor. Terör kampında eğitilen küçük çocuklar ise yakın köylerden seçilmiş. Giyimleri kuşamları ve davranışlarıyla yılların oyuncuları sanki... Kıyafetler içinse sanat yönetmeni 15 gün bölgede kalarak giyim kuşam konusunda gözlem yapmış.
Dizinin yapımcısı Salih Asan, kanala gelen telefon ve maillere dikkat çekiyor. Doğudan arayan insanlar, yıllardır komedi unsuru olarak kullanıldıklarından yakınıyorlarmış. İzleyiciler, çekilen dizi ve filmlerin kendi gerçeklerini yansıtmadığını ve bu anlamda 'Tek Türkiye'nin en gerçekçi yapım olduğunu söylüyor, teşekkür ediyorlarmış. Zaten dizi, bölge insanının unutulmadığının bir göstergesi aslında. İstanbul'da başarılı bir cerrah olan Tarık, bir meslektaşının daveti üzerine yola çıkar ve kendisini Güneydoğu'nun türlü sıkıntılar içinde yaşayan bir köyünde bulur. İmkânsızlıklar içindeki köyde bambaşka hayatlarla tanışacak ve başına gelmedik olay kalmayacaktır. İnsanların karşı karşıya getirilerek ülkenin parçalanmaya çalışıldığını söyleyen Ozan Çobanoğlu, bölgeyi yakından tanıyor. Konya Devlet Tiyatrosu'nda görevli olan oyuncu, Kars doğumlu. Yıllardır Doğu'ya gitmemek için çeşitli yöntemler kullanan bazı doktorların varlığını hatırlatıyoruz; "Orası da bizim vatanımız. Biz gitmeyeceğiz de kim gidecek? Oradaki çocukların da eğitime ve tedaviye ihtiyacı var." diyor.
Reytingi sürekli yükseliyor'Tek Türkiye', konusu kadar aldığı reytinglerle de adından söz ettiriyor. Yayınlandığı perşembe günleri ilk ona giren dizinin 8 Kasım'daki bölümü, 'Tüm Gün'de 5,3 reytingle dokuzuncu sırada yer aldı. Reytinglerin sette okunması ayrı bir heyecan oluşturuyor. Yönetmen Gürsel Ateş, "Zirveye doğru yol alıyoruz." derken oyuncular Ezgi Sertel ile Ozan Çobanoğlu, "İzleniyor olmak sorumluluğumuzu artırıyor." diyor. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=613545

17 Mart 2009 Salı

En Sevgili'ye(SAV) Ferman (Mektup Yarışması)


Çok Değerli Arkadaşlar




Kutlu doğum ayına özel olarak Sitemiz arasında Kutlu doğum haftasını değerlendirmek için rekabeti olmayan tatlı bir yarışma serisi başlatmış bulunmaktayız




Yarışmalarımızdan ilki En Sevgiliye Ferman sloganıyla Efendimiz (sav) için yazılmış deneme- türünden mektup yarışmasıdır.




Yarışmamız 15 mart itibariyle başlayacak olup 15 nisan da sona erecektir sonuçları ise 20 nisanda acıklanacaktır..




Mektup yarışmasında ki eserlerinizin kendinize ait olması ve en az 500 kelimeden az olmaması kuralı vardır...




Bu anlamlı hafta için tüm üyelerimizin katılımını bekliyoruz...

En Sevgili'ye(SAV) İnciler ( Şiir Yarışması )


Çok Değerli Arkadaşlar




Kutlu doğum ayına özel olarak Sitemiz arasında Kutlu doğum haftasını değerlendirmek için rekabeti olmayan tatlı bir yarışma serisi başlatmış bulunmaktayız




Yarışmalarımızdan ikincisi En Sevgiliye İnciler sloganıyla Efendimiz (sav) için yazılmış şiir yarışmasıdır.




Yarışmamız 15 mart itibariyle başlayacak olup 15 nisan da sona erecektir sonuçları ise 20 nisanda acıklanacaktır..




Şiir yarışmasında ki eserlerinizin kendinize ait olması ve en az 3 kıta dan az olmaması kuralı vardır...




Bu anlamlı hafta için tüm üyelerimizin katılımını bekliyoruz...

En Sevgili'ye(SAV) Hasret (Multimedia Yarışması)


Çok Değerli Arkadaşlar




Kutlu doğum ayına özel olarak Sitemiz arasında Kutlu doğum haftasını değerlendirmek için rekabeti olmayan tatlı bir yarışma serisi başlatmış bulunmaktayız




Yarışmalarımızdan üçüncüsü En Sevgiliye İnciler sloganıyla Efendimiz (sav) için yazılmış Video yarışmasıdır.Yarışmamız 15 mart itibariyle başlayacak olup 15 nisan da sona erecektir sonuçları ise 20 nisanda acıklanacaktır..




Video yarışmasında ki eserlerinizin kendinize ait olması ve en az 3 dakikadan dan az olmaması kuralı vardır...


Ayrıca video yarışmasına katılacak olan arkadaslar diğer film yada dizilerden istedikleri gibi görüntü ses kayıdı alabilirler yada resimlerden kendileri bir video sunumhaline getirebilirler




Hani şiirlerde youtubede olsun yada diğer yerlerde olsun bolca görmüşsünüzdür bir fon müzigi altında ekranda gidip gelen resimler altında şiir videoları..




İşte bunlara benzer tamamne kendi hayal gücünüzde istediginiz resim görüntü yada ses kaydı alarak kendi hazırladığınız bir video yu burada kullanabilisiniz.




Bu anlamlı hafta için tüm üyelerimizin katılımını bekliyoruz...

En Sevgili'ye(sav) Sunum (Resim- İmza yarışması)

Çok Değerli Arkadaşlar


Kutlu doğum ayına özel olarak Sitemiz arasında Kutlu doğum haftasını değerlendirmek için rekabeti olmayan tatlı bir yarışma serisi başlatmış bulunmaktayız


Yarışmalarımızdan dördüncüsü En Sevgiliye İnciler sloganıyla Efendimiz (sav) için yazılmış Resim ve İmza yarışmasıdır.


Yarışmamız 15 mart itibariyle başlayacak olup 15 nisan da sona erecektir sonuçları ise 20 nisanda acıklanacaktır..


Resim İmza yarışmasında ki eserlerinizin kendinize ait olması kuralı vardır...


Resim yada imza için aranan nitelik örneğin Efendimizin (sav) bir hadisi şerifini güller yada cicekler içinde yada manidar anlamlı bir manazara resimi içinde hazırlanmış olan eserlerdir.


İmza hazırlama konusunda zaten cok yetenekli üyelerimiz var dizilerde oynayan neredeyse tüm oyuncular iiçn bol bol imzalar mevcuttur aynı mantalide Efendimizin bir hadisini de rahatlıkla hazırlayabilecek kapasitede insanlar olduğunu düşünüyoruz .

İmza boyutları : 480*60 olmalıdır.Yapılacak resim ise: Masaüstü resimlerin standartında 800*600 ya da 1024*768 boyutlarında olmalıdır.Çalışmalarınızı kutludogum@samanyolufanlari.com adresine gönderebilirsiniz.Önceden çalışma gönderipte değiştirmek isteyenler tekrar gönderebilir.

Bu anlamlı hafta için tüm üyelerimizin katılımını bekliyoruz...

AYRINTILI BİLGİ VE ESERİNİZİ EKLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Haydi Samanyolu Fanları En Sevgiliye!(100 milyon Salavat Kampanyası)






Kutlu Doğum ayının yaklaşması münasebeti ile Efendimiz (SAV) Salavat-ı Şerif Kampanyası düzenliyoruz.Kampanyamız 20 Nisan aksamına kadar devam edecek ve aksam namazına müteakip duası yapılacaktır.


"Allâh ve melekleri Peygamber'e çokça salât ederler. Ey mü'minler! Siz de O'na çokça salât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." (el-Ahzâb, 56)


"Kim bana bir defa salât ü selâm getirirse, bu sebeple Allâh Teâlâ da ona on misli merhamet eder." (Müslim)


Peygamberimize (sav) salat ve selam getirmek:


1- Salavât, Ahzâb Sûresi 56. âyette belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna itâattir.

2- Salavât, günahların affedilmesine vesîledir.3- Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavât getirmektir.

4- Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukâbelede bulunur.

5- Her salât getirenin ismi, Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e arz edilir.

6- Salât ü selâm okuyan kimse, Allâh ve Rasûlü'nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O'nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer.

7- Rasûl-i Ekrem'in kendisine olan muhabbeti arttığı gibi, onun da Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e olan muhabbeti devam eder ve katlanarak artar.

8- Allâh Teâlâ'nın Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile bize ihsan ettiği lutuflar, sayıya gelmeyecek kadar fazla olmasına rağmen, salât ve selâm ile Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in üzerimizdeki hakkını çok az da olsa ödemeye çalışmış oluruz.

9- Allâh Teâlâ'nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir.

10- Salavât unutulan sözün hatırlanmasına sebep olur.

11- Salavât duâların kabûlüne vesîledir.

12- Yine salavât kıyâmetin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir ki, hadîs-i şerif'te şöyle buyurulur:


"Kıyamet gününde üç kişi Allâh'ın arşının gölgesinde gölgelenir:

1- Üzüntülü kişinin sıkıntısını teselli eden kişi.

2- Benim sünnetimi ihyâ eden kimse.

3- Benim üzerime çok çok salavât getiren kimse

16 Mart 2009 Pazartesi

TEK TÜRKİYE SETİNDEN RÖPORTAJ:)


Yeni Şafak Pazar Konya'da çekilen Tek Türkiye setindeydi


Konya'da çekilen Tek Türkiye dizisi reyting rekorlarından sonra şimdi de ziyaretçi rekoru kırıyor. Isparta'dan, Ankara'dan, Mardin'den, Diyarbakır'dan, İstanbul'dan kısacası Türkiye'nin her yerinden otobüslerle Tek Türkiye setini ziyarete gelen hayran kitlesi, ellerinde cep telefonları, fotoğraf makinaları, dizinin oyuncularıyla aynı kareye girmek için adeta yarışıyorlar. Pazar günleri o kadar yoğun bir ilgi var ki, oyuncuları yakalayan hayranlarının her biri bir taraftan “Fotoğraf çektirelim” diye çekiştiriyor. Bu yüzden Pazar günlerinin ismi oyuncular arasında espriyle karışık “Kanlı Pazar” olarak geçiyor. Doğu ve Güneydoğu'da tek Türkiye çok izleniyor. Dizi başladığında sokaklar tenhalaşıyor. Bazı aileler arabaları ile set ekibinin arkasına takılıp tüm hafta sonu çekimleri izliyor. Ben de belki bir kare çektirebilirim ve “Neden bu dizi bu kadar izleniyor?” sorusuna cevap bulabilirim umuduyla Tek Türkiye setine koştum. Hayranlarının arasından çekip kaçırabildiğim oyuncularla konuştum, setin havasını kokladım, mağaralardan aşağı yuvarlanmamaya çalıştım ve evet fotoğraf çektirdim.


KOYUNLAR YÜRÜYÜÜNNN


Tek Türkiye tarihi 6000 yıl öncesine uzanan Sille ve Tatköy'de çekiliyor. Buradaki dağlara oyulmuş mağaralar, pek çoğunda günlük hayatın devam ettiği köy evleri ve köyün doğası çekim için doğal bir plato oluşturuyor. Şartlar zaman zaman epey zorlu oluyor. Bizzat şahit olduğum toz fırtınaları ve soğuk bunlardan ikisi sadece. Soğuktan korunabilmek için teknik ekibe özel kıyafetler yaptırılmış. Çünkü sabahın 7'sinden gecenin 12'sine kadar dağ bayır çalışıyorlar. Yine de çok neşeli ve esprililer. Köyde ilginç manzaralarla karşılaşmanız olası. Yolda ellerinde tüfekle yan yana yürüyen terörist ve özel tim mensuplarını ya da 40- 50 tane köylü kadın görürseniz şaşırmayın. Onlar figürasyon. Köyün çocuklarının pek çoğu dizide birkaç kez rol almış. Köyün eşekleri, koyunları, köpekleri de yeri geldiğinde dizide yerini alıyor. Koyunları kamera önünde tutmak da teknik ekibe kalıyor: “Koyunlar yürüyünnnn.”


REYTİNG KAYGISI YOK


Tek Türkiye setinde görüştüğüm hemen hemen herkes reyting kaygılarının olmadığını ama bir amaçları olduğunu söylüyor: Halkı teröre karşı bilinçlendirmek. Samimiyetlerinin ekrana yansıdığı ve seyircinin de bunun farkında olduğu için reytinglerde en üst sıralarda yer aldıklarını düşünüyorlar. Birleştikleri başka bir nokta da, Tek Türkiye'nin bütçesinin nispeten mütevazi olmasına rağmen, bir dizinin başarılı olması için gereken her şeyin en iyisine sahip olduğu; hikaye, kostüm, teknik ekip, cast, yönetmen, dekor… hepsinin birbirini tamamladığını söylüyorlar. Kostümler Doğu illerinde bir aylık bir süre içinde yapılan çalışmalar sonucunda, 15.000 metre kumaş harcanarak yapılmış. Oyuncuların pek çoğu devlet tiyatrolarında görevli sanatçılar. Tek Türkiye'nin hikayesi, yaşanmış olayları, gerçekleri yansıtıyor. Öyle ki çekilen bir sahnenin aynen gerçekleştiğini, bir iki hafta sonra gazetede okuyunca şaşırıp kalıyorlar. Belki de çok izlenmesinin sırrı bu; içten, hayatın taa içinden olması.


Reytingde zirveyi zorlayan Tek Türkiye dizisinin setine, Türkiye'nin dört bir yanından akın akın ziyaretçi yağıyor. Oyuncularla bir kare fotoğraf alabilmek için izdiham oluşturan hayranlar, en küçük rolde oynayan karakterlere bile yoğun sevgi gösteriyor. Milletin hassas noktasına dokunan 'kötü karakterli' oyuncular arasında kafasına elma, suratına tokat yiyen var


Dila Hemşire / Müjgan Gönül


Şöhrete alışamadım


İzleyicinin Dila Hemşire'yi evlerinin kızı gibi gördüklerini anlatan Müjgan Gönül, dizinin “Gençler nasıl kandırılıyor? Nasıl ellerine silah alıyorlar?” sorularını cevapladığı için çok izlendiğini söylüyor. Dila'nın örgüt tarafından kaçırılması sahnesinde 3 kere pisliğe bulanıp, 3 kere temizlenen Gönül, Dila adına aksiyonu sevdiğini söyleyerek aksiyon sahnelerine de göz kırpıyor. Gönül için günlük hayatında tanınan bir sima olmak ilginç bir durum olmuş. Alışmaya çalışıyor.


Şivan / Süleyman Karadağ


Sevilen kötü adam


Dizinin kötü adamı Şivan'ı canlandıran Süleyman Karadağ çok seviliyor. Karadağ Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde dizinin yayına girdiği saatlerde sokakların boşaldığını söylüyor. “Diziden teklif geldiğinde ilk etapta çekindim, anlaşmamız uzun sürdü. Çünkü sıcak bir gündem, 12 şehit vardı. Ama ülkeme hizmet için kabul ettim” diyor.


Dr. Tarık / Ozan Çobanoğlu


Tek Türkiye farklı bir resim veriyor


Dizinin başrollerinden biri olan Dr. Tarık'ı canlandıran Ozan Çobanoğlu, Konya Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Rolüne hazırlanırken bir ay boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu gezmiş. Sağlık ocaklarındaki doktorlarla görüşmüş. Özel bir hastanede ameliyatlara katılmış. Çobanoğlu, dizi senaryosunu okuduğunda bu hikayenin kalburüstü olduğunu anlamış ve dizinin bu kadar tutacağını tahmin etmiş. Çobanoğlu, başlarda olmayan reyting kaygısının kendisi için artık var olduğunu ifade ediyor. Günde en az bir film izleyerek kendini geliştiren Çobanoğlu, dizinin sık sık karşılaştırıldığı Kurtlar Vadisi'ni seyretme imkanı olmadığını ancak daha büyük bir prodüksiyon olarak gözüktüğünü anlatıyor. Çobanoğlu'ya göre aralarındaki en büyük fark, Tek Türkiye'nin insanlara daha önce bilmedikleri ve görmedikleri farklı bir resim vermesi, farklı bir dünyaya götürmesi


Berfin / Özgül Sağdıç


Beni gören teyzeler ağlamaya başlıyordu


“Üşürken üşümeyi oynamıyoruz. Gerçekten üşüyoruz. Bu da dizinin gerçekçi ve doğal olmasını sağlıyor.” diyen Özgül Sağdıç, dizide başına gelmeyenin kalmadığı Berfin karakterini oynuyor. Berfin'in kandırılarak örgüte katıldığını herkesin bildiğini söyleyen Sağdıç, seyirci tepkisini “Beni görünce ağlayan teyzeler vardı.” diye anlatıyor. Sağdıç; “Biz çekim yaparken akşam otele gidiyorduk ama yine de çok zorlandım. Bir insan nasıl o şartlarda yaşamayı seçer, anlamak mümkün değil.”, diyor.


Salih Asan / Yapımcı


Tek Türkiye Sivasspor gibi


Dizinin yapımcısı Salih Asan, kendilerini Sivasspor ile özdeşleştiriyor. “Sivasspor Süperlig'de 1. sırada. Biz de Samanyolu olarak Süperlig'deyiz ama Anadolu takımı olduğumuz için bizi görmek, bahsetmek istemiyorlar.” diyor. Reyting kaygılarının olmadığını, tek kaygılarının “kardeşliği tesis etmek” olduğunu söylüyor Asan; “Dağa çıkma düşüncesi içinde olan bir genci vazgeçirebiliyorsak, bir genci dağdan indirebiliyorsak gerçek reytinge ulaşmışız demektir.” Tek Türkiye'de polisin ve askerin olmadığı eleştirilerini, dizinin geçtiği bölgenin zaten asker ve polisin ulaşamadığı, yolun, telefonun bulunmadığı bir coğrafya olduğunu söyleyerek cevaplıyor Asan. Dizideki şiddetin dozuyla ilgili de “Şiddeti fazla bulanlar, gecenin ikinci yarısında silah sesiyle yatağından fırlayan insanlar mı? Yoksa bizim gibi Batı'da yaşayanlar mı? Şiddet haberlerde olduğu kadar var.” diyor. Bütçelerinin mütevazi olduğunu da kabul etmeyen Asan, “Böyle bir işin mütevazi bir bütçeyle yapılması mümkün değil.” diyor.Asan, “Bunu söyleyen arkadaşlara bu teknik imkanları ve 70 bin lira vereceğim. Yapabiliyorlarsa gelsin çeksinler bu diziyi.” diyor. Dizide özel olarak gerçeğine çok yakın silahlar yaptırılmış. Dizinin son günlerde gerçek silah kullandıkları ile ilgili haberlere de “Usülsüz bir şey yok ortada. Mevzuat çerçevesinde devletin yetkili kurumlarına başvuruyorsunuz. Uygun görürlerse yardımcı oluyorlar.", diyor.


Örgüt doktoru Selma / Tuğçe Doraz


Senaryo gerçekçi


“Selma her şeyden önce doktor. Örgütün yaptığı eylemlere içten içe üzülüyor.” diyen Tuğçe Doraz, ilerleyen bölümlerde Dr. Selma'nın yanlışını anlayıp dağdan inişini izleyeceğimizi anlatıyor. Doraz, “Senaryo bana gerçekçi geliyor çünkü gerçek hayatta da cahillikten örgüte katılanlar var. Eğitimli ama beyni yıkanan insanlar var. Yoksulluktan dağa çıkıyor ama insaniyet öne çıkıyor, oradaki koşulları görüp yeniden geri dönenler var.” diyor.


Ayten / Gamze Karababa


Silahtan korkarım


Çok duygusal bir insan olduğunu söyleyen ve silahtan korkan Gamze Karababa, dizide terör örgütü mensubu Ayten'i oynuyor. Karababa, ilk başta şiddet içeren sahnelerde karşısındaki kişinin canını acıtacağından korkmuş. İlkokulu basıp öğretmen ve öğrencileri öldürme sahnesini çektikten sonra ise çok ağlamış. “Bunun bir dizi olduğunu biliyorsunuz ama normal hayatta da böyle şeyler olduğunu bilmek insanı acıtıyor.” diyor. Ayten'in öldürdüklerine tükürmesi ve pis pis sırıtması onu daha çok nefret edilen bir karakter yapmış. “İlk başta çok tepki alıyorum ama benimle konuşup, gördükten sonra sarılıp, 'Hakkını helal et' diyenler var. Bir gün Ankara'da bir oyuna gittim. Birden bir teyze bir tokat patlattı. 'İnsanları nasıl öldürüyorsun, kıyıyorsun.' diye.”


Çetin / Ergün Kuyucu


İnşallah benim gibisi yoktur!


Turizmcilik ve doğal taş ihracatı yapan Ergün Kuyucu oyunculuğa Gönül Salıncağı dizisinde bir arkadaşının ricası üzerine başlamış. Kollama dizisindeki rolü ise tutulmuş, yani seyirci baya nefret etmiş kötü adam karakterinde. Tek Türkiye'de canlandırdığı karakterin sertliğinden olsa gerek, onu görünce ürken, çekinenler oluyormuş. Askerin içindeki yoldan çıkanları canlandıran Kuyucu, “ Oynadığım karakter asker kökenli ve asker vuruyor. Zehirlenmiş insanlar vardır elbet. Ama ne kadar olursa olsun Türk ordusundan bir subayın asker vurabileceğine inanmıyorum. Umarım yoktur.”diyor.


Botan / Kadim Yaşar


Terörist sadece dağda değil


Setin neşe kaynağı olan Kadim Yaşar, Botan karakteri ile bir terör örgütü mensubunu canlandırıyor. Teröristlerin dünyanın her yerinde olduğunu söyleyen Yaşar, “Dağdaki de beyaz yakalı da aynı işi görüyor.” diyor. Türkiye'de sanatın çok zor olduğunu anlatan Yaşar, “Ancak bu işi yaparken varolabildiğimi düşündüğüm için çok üzerine gidiyorum. Ben bu rolde insanların yapmaması gerekenleri gösteriyorum.” Diye anlatıyor hislerini.


Sabo Ağa / Çetin Azer


İyi, kötü, çirkin...


Dizideki karakterleri iyi, kötü ve çirkin olarak nitelendiren Çetin Azer canlandırdığı Sabo Ağa'nın çirkinlerden olduğunu, çünkü kandırılmış insanlar üzerinde rant elde etmeye çalıştığını söylüyor. Azer, “İyi insanların değerini ortaya çıkaran, kötü karakterlerdir. Ne kadar antipatik olur, ne kadar kötü olursam, iyilerin değerini daha iyi anlatabilirim. İnşallah rahmetli Erol Taş'ın eriştiği mutluluklara ben de erişirim.” diyor.


Yönetmen Naci Çelik Berksoy


Hareketi seviyorum


Dizinin başarısını değerlendirirken “İç yapımlar her zaman daha başarılı olur çünkü kar amacı gütmez.” diyen Naci Çelik Berksoy, diğer dizilerdeki önemli oyuncuların aldığı kadar bir bütçeleri olduğunun altını çiziyor. “Önemli olan projenin sağlamlığı, senaryonun dengeli olması. Dekor olarak kullandığımız doğa çok iyi, kostüm iyi, renkli ve otantik, cast iyi, oyuncular iyi, teknik ekip iyi. Bir dizi yapıyoruz, bir masal, hikaye anlatıyoruz ve çok önemli konulara değiniyoruz.” diyor. Dizide diğerlerinden farklı olarak olayların çok hızlı ilerlediğini anlatan Berksoy, “Belki de başarı burada yatıyor.”, diyor. Çekimlerde iyi resim almaya çalıştığını söyleyen Berksoy, “Hareketli oyun almaya çalışıyorum. Hem kamera, hem oyuncu hareketli olmalı. Sofra sahnesi varsa mutsuz olurum ben.” diyor.

Tek Türkiye'nin Yeni Halo İbrahimi




Halo İbrahim’in yeri boş mu kalacak?

Tek Türkiye, Devletimizin adı kullanılarak yapılan bütün kötü planları gün yüzüne çıkarıyor!...

Yılın dizisi Tek Türkiye’de artık farklı açılımlarda gösterilmeye başladı. Önceleri sadece terör ile halkın çatışmalarına yer veren dizi şimdilerde kendini devletin adamı gibi gösteren yasadışı örgütlerden de bahsediyor.

Geçen bölümünde dizide, kendini devletten biri gibi gösteren bir komutanın, iyi bir karakter olan Zeynel Ağa’ya teröre destek veriyor diye insanlık dışı işkenceler yapması ekranlara taşındı. Oysa Zeynel Ağa kesinlikle terörle işi olan biri değildir.

Zeynel Ağa, Devletin ona haksız zulmettiğini düşünüp bu sefer cidden teröre destek vermeye başlıyor. Tüm köylüsünü de buna teşvik ediyor. Böylece, kötü güçler amaçlarına ulaşıyor.
İşte bu sahneleri seyrederken günümüzde ortaya çıkan gerçeklerle mükemmel bir bağlantı kurabilirsiniz.

Peki Zeynel Ağa gibi oyuna kanarak teröre karışan değerli insanlara kim doğru yolu gösterecek? Kim çıkıp ta kardeşin kardeşe silah sıkmasını engelleyebilecek?

Önceleri bir Halo İbrahim vardı dizide. Onun vefatıyla sözü dinlenir, bilge bir kişiliğin eksikliğini çekti dizi. İşte şimdi Zeynel Ağaların da oyunlarına alet edindiği an Halo İbrahimlerin gelmesi gereken andır.

Diziyi önümüzdeki haftalarda oldukça bilge, alim ve seyit biri Halo İbrahim’in oğlu rolünde oynayacak olan ünlü tiyatro ustası Ali Çakalgöz renklendirecek. Diziyi seyrederken en az Şivan kadar “Çetin” karakterine dikkat edilmeli. Bu Çetin karakteri ülkemizin en büyük ama en büyük kanayan bir yarasına gönderme yapmaktadır.

Standart bir dizi olmayan, Türkiye’nin aynadaki görünüşü diyebileceğimiz Tek Türkiye, kalitesini artırdı, Devletimize, hakiki komando ve askerlerimize gereken yeri vermeye başladı. Devletimizin adı kullanılarak yapılan bütün kötü planlar şimdi gün yüzüne çıktı..

12 Mart 2009 Perşembe

Samanyolu Fanları Aylık Bülten Mart Sayısı:)


Tek Türkiye Setinde İzdiham!..











TEK TÜRKİYE’YE ARTAN SEVGİ SELİ, GÖZLERDEN KAÇMIYOR!...












Samanyolu Televizyonun en çok seyredilen dizisi olan Tek Türkiye, ekran karşısında takip edildiği kadar set ortamında da takip ediliyor. İnanılmaz ilgi, bazen köy muhtarını telaşa sokuyor. Çünkü o kadar yoğun bir ziyaretçi trafiği var ki, köy toz duman altında kalıyor.








Tek Türkiye, en zor koşullarda çekilen bir Türk dizisi diyebiliriz. Mağaralarda çekilen, bütçesi dar, yüreği geniş insanlarla oluşan mükemmel bir yapım; Tek Türkiye!....








Durum böyle olunca figüranlarından, başrole inanılmaz bir ilgi görüyor oyuncular. İstanbul’dan Konya’ya sete daha yeni gelmiş yorgun güzel, Dila’dan, dağları evi bilmiş Şivan’a mükemmel bir performans var sette. Yeni bölümün sahne çekiminde, Tarık, Botan ve Doktor Yıldız bir derenin kenarında. Ve Tuğçe Doras, çekim esnasında nerdeyse dereye düşecekken Botan yani Kadim Yaşar kurtarıyor Tuğçe Doras’ı. Çünkü zemin o kadar çamurlu, o kadar kaygan ki. Ayakta durmakta zorlanılan yerde oyuncular mükemmel bir başarı sergiliyorlar. Hem bu zorluklarla hem de seyircileriyle ayrı ayrı ilgileniyorlar.








Hele Özlem Akınözü, Özgül Sağdıç ve Sabri Özmener bir başka. Seyirci, başımızın tacıdır diyerek, gelen ziyaretçilere özel bir ilgi gösteriyorlar. Hepsi ile teker teker fotoğraf çektiriyorlar. En az set kadar yorucu olsa da bu iş, “ Sevgiler karşılıklı, onlar bizi seviyor ki fotoğraf çekmek istiyor, onları kırmak elde mi” diye düşünen tüm oyuncular tarafından özenle gerçekleştiriliyor.








Sette bir diyalog gözden kaçmıyor, Ankara’dan gelmiş bir beyle fotoğraf çektiren Özlem Hanım daha sonra Sabri Özmener ’e “ Bak manevi oğlum gelmiş” diyor. Sabri Bey’de “ Ya senin ne kadar da çok oğlun var” diyor. Anlayacağınız oyuncu ve seyirci bütünlüğü tam bir aile sıcaklığında..








Bu zor koşullarda bu büyük başarının sırrı da bu herhalde.. Cumartesi- Pazar günleri Tatköy, tam bir ana baba gününe benziyor. Resmen bir insan seli oluşuyor. Hatta oyuncular kendi aralarında Pazar’ı artık “Kanlı Pazar” olarak değerlendiriyorlar. İzdihamdan dolayı yaşanan zorluk sebebiyle. Herkesin elinde fotoğraf makinesi “– Şivan nerde, - Tarık nerde” sesleri arasında kendinizi kaybediyorsunuz.








Osmaniye’den gelen iki otobüs, Ankara’dan gelen, Mardin’den gelen, İstanbul’dan gelen yüzlerce seyirci, seti, sanatçıları, mağaraları, dinlenme yerlerini görmek için yarış yapıyorlar. Minibüsler, servisler, özel arabalar set alanı ziyaretçilerin vasıtaları ile dolup taşmış bir vaziyette. Sabri Özmener, “ Diğer kanallarda birçok projede yer aldım, ama seyirciden bu kadar ilgi sadece Samanyolu’nda gördüm” diyor.








Set, Türkiye’nin hemen her yerinden ziyaretçi alıyor. Ve bu ilgi gün geçtikçe artıyor. Sadece setleri ziyaret etmekle, Perşembe akşamlarını ona ayırmakla kalmayan hayranlar internet aleminde de onlara özel fan siteleri açmış.Bu siteler bu siteye üyeler bu dizinin ne kadar benimsendiğinin reyting kaygısı taşımaması gerektiğinin göstergelerinden sadece biri. Seyirciler kendilerini dizi ile o kadar birleştirmiş ki, seyircilerden biri Özgül Sağdıç’ın fotoğrafını istiyor, bir tane veriyoruz “ a ama bu yeni çekilmemiş yeni çekip bize iletin” diyor. Yeni çekilmediğini nerden anladınız diye sorunca oda “ Berfin, bu kostümü ilk sezonda giyiyordu, oradan anladım” diyor.








Bizde diyecek söz bulamıyoruz. Bu sevgi seline sadece “ 41 kere Maşallah” diyoruz.








Tek Türkiye’de bu hafta;








Tek Türkiye heyecan dolu yeni bölümüyle ekrana geliyor. Tarık, annesini Zeynel’in elinden kurtarmaya çalışıyor. Fakat çabaları sonuçsuz kalıyor. Bu arada köylü hastalıktan kırılıyor ve onlar için gelen ilaçları örgüt çalıyor. Örgütün amacı Tarık’ı köyde yapayalnız bırakmak. Tarık’a alternatif olarak doktor Selma’nın ekibini kuruyor ve köylülere sözde yardım ediyorlar. Fakat Selma Tarık’a ihtiyaç duyuyor. Tarık bu durum karşılığında şartlarını öne sürüyor. Fakat farkında olmadan hain bir oyunun içine çekiliyor. Bu arada büyük bir plan devreye gidiyor ve Çetin Tarık’ı örgüte yardım ve yataklıktan dolayı tutuklamak için yola çıkıyor.

TEK TÜRKİYE NİN ŞİVAN İLE DİLASI ÖĞRENCİLERLE:)







Şivan ile Dila öğrencilerle



Samanyolu'nun sevilen dizisi 'Tek Türkiye'nin oyuncuları Süleyman Karadağ (Şivan) ile Müjgan Gönül (Dila) çarşamba günü Özel Burç Safiye Sultan Koleji öğrencileriyle bir araya geldi...

Okulun konferans salonundaki buluşmada öğrencilerin sevgi gösterileriyle karşılaşan Gönül ve Karadağ, dizinin gelecek bölümleriyle ilgili ipuçları verdi
Şivan'ın nereli olduğunun dizinin sonunda belli olacağını söyleyen Karadağ, bir öğrencinin 'teröristler sadece Kürtlerden çıkmaz' sözüne katıldığını söyleyerek, aynı öğrenciyle bir süre Kürtçe sohbet etti.

'Dizide yaşadığınız sahneler sizi etkiliyor mu?' sorusuna ise Gönül, "Bazı sahnelerden çok etkileniyor hatta ağlıyorum. Ancak daha çok teknik olaylarla ilgileniyorum." dedi

TEK TÜRKİYE 60.BÖLÜM

TEK TÜRKİYE 60.BÖLÜM
Büyük Plan Devreye Giriyor!

Tarık, annesini Zeynel’in elinden kurtarmaya çalışıyor. Fakat çabaları sonuçsuz kalıyor...Bu arada köylü hastalıktan kırılıyor ve onlar için gelen ilaçları örgüt çalıyor. Örgütün amacı Tarık’ı köyde yapayalnız bırakmak. Tarık’a alternatif olarak doktor Selma’nın ekibini kuruyor ve köylülere sözde yardım ediyorlar. Fakat Selma Tarık’a ihtiyaç duyuyor...Tarık bu durum karşılığında şartlarını öne sürüyor. Fakat farkında olmadan hain bir oyunun içine çekiliyor...Bu arada büyük bir plan devreye gidiyor ve Çetin Tarık’ı örgüte yardım ve yataklıktan dolayı tutuklamak için yola çıkıyor.

6 Mart 2009 Cuma

TEK TÜRKİYE-BOTAN KOMUTAN(KADİM YAŞAR) ROPÖRTAJI


Yeşeren Düşler’de dağlara çıkarak gözlerden kaybolan Abti’nin dönüşü, Tek Türkiye’de yine dağlara oldu!.....


1976 Muş doğumlu olan Kadim Yaşar, şu aralar çok yoğun bir tempo ile çalışıyor. Bir yandan Tek Türkiye’nin çekimleri için Konya’ya giden, dublajları için İstanbul’a gelen Kadim Yaşar, Konya ve İstanbul arasında mekik dokuyor.


Birçok sinema ve dizilerde gördüğümüz ünlü oyuncu, “Neden tiyatroyu tercih ettiniz?” sorusuna, sanata ve özellikle tiyatroya olan aşkını, ilkokul öğretmenine borçlu olduğunu belirterek cevap veriyor.


Sorularımıza cevaplar vermeye devam ediyor Kadim Yaşar.

“ Çok ince ve kibar bir sesiniz var. Oysa Hem Abti karakterinde, hem Botan karakterinde dehşet kalın ve kaba bir ses duyuyoruz. Seslendirmede size ait olduğuna göre zorlanmıyor musunuz?''

Botan karakterinde zorlanmıyorum. Net bir ses. Ama Abti karakterinin sesi, oldukça inişli çıkışlı bir ses. Abti’de zorlanmıştım, sonuçta tiyatrocuyum. Bunların eğitimini aldığımız için üstesinden geliyorum. Kendi sesimi merak eden arkadaşlara goole’den Sessiz duruş Kadim Yaşar yazıp videomu dinlemelerini öneririm. Orada Atatürk’ün sözlerini seslendiriyorum. Altı yıllık bir dublaj tecrübem var.


''Dizideki Botan’ı soruyoruz Kadim Yaşar’a, Botan nasıl biri? Şivan ile paylaşamadığı ne?''

Botan, yürüttüğü davanın bilincinde olan ama aslında onu dağlara bağlayan en büyük etkeninde Doktor Selma olduğu bir komutan. O karşılıksız bir şekilde ama duygusallıktan uzakta seviyor Selma’yı. Onun Şivan ile bir alıp veremediği yok. Ama Botan hep şunun peşinde, Şivan Kürtçede çoban demek, bir çoban nasıl olurda örgütte bu kadar büyük ve önemli bir göreve getirilir. Nasıl bu kadar çevresi ve yetkisi olur. Ona takılmış biraz. Yoksa öyle büyük bir sıkıntısı yok. Botan’ın tek derdi Selma.


''Çekimleri soruyoruz Yaşar’a. Çatışma sahnelerinde yaralan oyuncuları duyuyoruz peki bu soğukta hastalanan oyuncular oluyor mu?''

Elbette. Elbette oluyor. Çok zor koşullarda çekim yapıyoruz. Çok soğuk. Ve hastalanan oyuncu arkadaşlarda oluyor. Herkesin kendi çapında hastalıktan korunma yöntemi var ben bol bol limon yiyorum. Şimdiye kadar hiç hasta olmadım çekimde.

Biraz geçmişe gidiyoruz Kadim Yaşar ile. Eski büyük oyunculardan bahsediyoruz ve Kadim Yaşar, şunları söylüyor;Erol Taş, Şener Şen, İlyas Salman, Halit Akçatepe bunlar bir daha benzerini göremeyeceğimiz büyük oyuncular. Yeşilçam’ın o zor koşullarında, büyük bir samimiyet, mükemmel bir başarı ile isimlerini Türk Sinema Tarihine yazdırmışlar. Ve bir daha asla böyle büyük oyuncular yetiştiremeyeceğiz.



''Peki neden? Sinema dünyasında teknolojik şartlar gün geçtikçe ilerliyor?''


Evet, ekonomik ve teknolojik olarak dediğiniz doğru olabilir ama sinema sektöründe büyük bir dejenere söz konusu. Samimiyet yok, rolü yapmış olmak için yapmaya başladık. Şartlar ilerledikçe, biz geriledik. O şahane oyuncular o zor koşullarda, işlerine bağlılık ve samimiyetle bu kadar büyük oldular. Yapmış olmak için yapmadılar işlerini. Bu konuda tek suçlu oyuncu demek çok yanlış olur. Magazini de suçlayamazsın. Çünkü o zamanlarda da magazin vardı. Ama seviye vardı. Şimdi sokak kültürümüzden, ailemize, her şeyimiz dejenere olma noktasında. Bu yüzden o samimiyeti ve güzelliği bir daha yakalayamayız diye düşünüyorum.


''Dizi Sektörü ile Sinemayı karşılaştırır mısınız?''


Tabiî ki arasında dağlar kadar fark var. Ama bunu daha belirgin noktalardan ele alacak olursak, televizyon, her eve girmesi mecburi bir hal almış bir iletişim aracı. Televizyonda ne varsa onu seyretmek zorundasın. Televizyondakiler yayın akışını ayarlamış koymuş, sende izleyeceksin. Belki sırf can sıkıntısından, sadece vakit geçirmek için. Ama sinema öyle değil. Sinema, sırf gerçekten bir şeyler seyretmek istediğin zaman, tamamen senin tercih ettiğin bir olay. Farkında olmadan ruh dünyanı, sosyal kimliğini de belli ediyorsun seçtiğin sinema türünde. Yani sinema, senin kimliğin bile olabiliyor. Bu yüzden karşılaştırılamayacak kadar başka buluyorum sinemayı.



''Magazine biraz değinelim.''


Şimdiler de izleyici kültürü de, oyuncu kültürü de değişti. Ben eskiden bir Şener Şen seyrederken, gidip de acaba şimdi kiminle, ne yapıyor, nerde, ne yiyor gibi soruları hiç merak etmezdim. Bizim zamanımızda çoğunlukta öyleydi. Ama TV her eve mecburi giriş yapınca, her akşam yemeğinde en az haftada bir aynı yüzleri ekranda göre göre senin özeline, evine kadar geldi oyuncular. İster istemez de her hafta sofrana konuk ettiğin oyuncuyu da merak eder oldun. Çünkü o senin evine girmiş. Senin ailenden biri gibi. Sokakta seyirciler seni görünce “ O, Botan “ diyor, ya da başka dizilerden “ Aa .. Polat “ bu diyor. O kadar gerçekçi buluyorlar o karakterleri çünkü dediğim gibi izleyicinin evine kadar giriyorsun.


Onlarda seni merak ediyorlar. Ben seviyeden yanayım. Merakında bir seviyesi olmalı. Sanatçının bir yanı gizemli kalmalı. Özel hayatına girince belki hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Adı üstünde özel zaten, özeli oyuncuda kalmalı. Bu özel ekranlara taşındıkça, sanat kavramı tartışılmaya başlıyor. Bu da etik bir şey değil.


Kasım’da Pres adlı filmi gösterime girecek olan Kadim Yaşar, 04 Temmuz 2009’da dünya evine girecek. Şimdiden kendisini tebrik edip, başarılarının devamını diliyoruz.

5 Mart 2009 Perşembe

7.TÜRKÇE OLİMPİYATI (2009-MAKALE)


Sahnede çok güzel genç bir kız; Adı Juliana ...

Şarkısını söylemeden önce şöyle diyor:"Sizlere El Paso'dan kucak dolusu sevgiler getirdim..."

El Paso nere, Türkiye nere...

Meksika sınırındaki El Paso'lu Juliana Cuartes bu sözleri Houston'da Türkçe söylüyor. Sonra da "Kızım Diyor" u söylemeye başlıyor hüzünlü ve buğulu sesiyle: "Ben ne zaman bir of çeksem hatırıma annem geliyor..."Onu San Antoniolu, Dallaslı, Houstonlu diğer çocuklar izliyor.

Kimi Necip Fazıl'dan, Ömer Lütfü Mete'den şiir okuyor, kimi Gesi Bağları'nı söylüyor, kimileri de Silifke'nin kaşıklı halk oyunlarını oynuyor.Fethullah Gülen Hareketi'nin içinde yer alan Cosmos Vakfı tarafından Teksas Eyaleti'nin Houston kentinde düzenlenen "Türkçe Olimpiyatı"ndayız.Türkiye'ye dünyanın dört bir yanından konuk gelen farklı renklerden, farklı din ve dillerden çocukların Türkçe konuşmalarına az çok aşinayız.Ama aynı şeyi Türkiye'nin 10 bin kilometre uzağında, ABD'nin Houston şehrinde izlemek gerçekten ilginç ve bir o kadar da etkileyici.Burada sadece sahneye çıkan o çocuklar yok. Onları izlemeye gelen aileleri de var.Etkinlik boyunca coşku ve sempatiyle Türkçe şiir okuyan, şarkı söyleyen, çocukları izleyip alkışladılar.Siyah, beyaz, Hispanik, Asyalı tüm Amerikalılar oradaydı.Ve hepsinin kafasında yeni bir Türkiye imajı doğuyordu.Bunu en iyi biçimde seçimle gelen bölge vali yardımcısı Judge Ed Emmett ifade etti:"Yıllar önce bir garsondan Türkiye adını duymuştum. Ama şimdi çok daha fazla insan tanıyor ve Türkiye'yi biliyorum. Bu etkinliklerle Amerika çok kültürlü bir yapıya kavuşuyor."

Türkiye'yi duyunca şaşırmıyorlar15-20 yıl önce böyle bir olasılıktan söz edilse kimse inanmazdı.O dönemlerde onlar bizi hiç tanımıyor, biz ise daha çok Hollywood'un kovboy filmlerinden, Türkiye'yi kasıp kavuran Ceyar'lı Dallas dizisinden, Bush'un memleketi olmasından ya da rahmetli Turgut Özal'ın kalp ameliyatından Houston'u biliyorduk, biraz da Teksas'tan haberdardık.Peki ya şimdi?Şimdi Houston'da, Dallas veya El Paso'da Türkiye dediğinizde en azından kent merkezlerinde artık kimse dönüp yüzünüze şaşkın şaşkın bakmıyor.Hatta alışveriş merkezlerine sorsanız çok rahat biçimde birkaç Türkiyeliyi bulma şansınız bile var.Ama daha önemlisi Fethullah Gülen Hareketi içinde yer alan vakıfların Teksas'ın dört büyük şehrinde kurdukları okullar gerçeği...


Gönüllü Türkiye reklamıO okullarda yaklaşık 8 bin öğrenci eğitim görüyor.Onlarca Türk öğretmen bu okullarda görev yapıyor. Ve her biri birer gönüllü reklamcı gibi Türkiye'yi dünyaya tanıtıyor.Bu durumda dünyanın bir ucu Teksas'ta okullar açmanın ne anlama geldiği açık değil mi?Daha önce de bu okulları ziyaret eden biri olarak her defasında hep aynı sorunun cevabını aradım:"Acaba Türkiye'de bu okullarda nasıl bir eğitim verildiğini ve Türkiye'ye hizmet edildiğini görecek bir devlet aklı yok mu?

7.TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN YAZARLAR ANLATIYOR TIKLA

7.TÜRKÇE OLİMPİYATI(2009-MAKALE)




Yüzlerce bayrak. Türk, Amerikan ve Teksas bayrakları...

3 bin kişilik bir salon. Dörtte üçü dolu. Büyük kısmı çocuklardan oluşuyor. Yüzlerce bayrak. Türk, Amerikan ve Teksas bayrakları...


Bu Harmony okullar zincirinin Teksas'taki 19 okulunda gerçekleşen yarışmalardan süzülüp gelen ekiplerin final yarışması.

Mini Türkçe olimpiyatı.

Türkiye'de yapılacak olan büyük Türkçe Olimpiyatı'na hazırlık.

Üç dalda yarışma olacak. Biz de, Bugün'den Genel Yayın Yönetmenimiz Erhan Başyurt, Sabah'tan Mahmut Övür'le birlikte 14 kişilik jüri içerisindeyiz.

Şiir, şarkı ve folklor.

Necip Fazıl'dan Çile ile başlayıp, Ömer Lütfi Mete'nin Gülce'si, Arif Nihat'ın Bayrak'ı ile ve Bedirhan Gökçe'nin Sokak Çocuğu ile devam eden şiirler...

Teksas'ta...

Sonra şarkılar geliyor. Cancana, Gurbet, Karahisar Kalesi ve Gesi Bağları... Amerikalı çocuklardan tamamen Türkiye'ye has sesler...

Ardından bir folklor şöleni... Kafkas'ı, Giresun oyunları ve Silifke ile...

Salon çığlık çığlığa... Her grup çıktığında, salonu dolduran aynı okulun çocuklarının heyecan dalgası çığlıklara yansıyor.

Düşünüyorum:

Acaba Türkiye, başka hangi programla, dünyanın bilmem hangi coğrafyasında binlerce çocuğun elinde kendi bayrakları yanında ay-yıldızlı bayrağı taşıtabiliyor?

Burası Teksas'ın en büyük şehri Houston.

Bu süreçte daha başka yüzü aşkın ülkede, böyle manzaralara tanık olmak mümkün. Orta Asya'dan, Rusya'dan, Afrika'nın en uzak bölgelerinden Amerika'ya kadar...

Bu hareket, başka ülkelerde de Türk okulları açıyor. Amerika'da başka bir okul türü içinde çalışıyor.

Charter (Çartır) okulları...

Eğitim kadrosunu kurucuların oluşturduğu, öğrenim ücretini devletin ödediği bir sistem bu. Türkçe, İspanyolca gibi seçmeli bir dil ve ilginç, genelde öğrencilerin yüzde 50'si seçmeli dil olarak Türkçe'yi tercih ediyor.

Teksas'ta böyle 19 okul var, tüm Amerika'da 200'e yakın.

Şu andaki uygulamada, 5 yaşından, ana okulundan alınıyor ve ilköğretim sonuna kadar okutuluyor. Lise öğrenimi de yakında devreye sokulacak.

Okulların başarısı gittikçe kanıtlanıyor ve bu, okullara ilgiyi artırıyor. Bu sene açılan bir okula, hiçbir tanıtım çalışması yapılmadan 3 bin kişi müracaat etmiş. Oysa kontenjan 300 kişi...

Tercih sebebi ne?

Amerika'da liseye kadar olan eğitim döneminden matematik ve fen derslerinin genelde çok zayıf olması.

Bu okullar bu alanda fark oluşturuyorlar.

Bir de "öğretmen" unsuru.

Bu okulların öğretmeni başka.

Bu öğretmenler gittikleri bütün coğrafyalarda fark oluşturdular. Ama Batı ülkelerinde daha bir fark oluşturdular.

Batı'da aileler çocuklarını alıp götüren savruluşlardan şikayetçi. Her tür uyuşturucu ve öteki kötü alışkanlıkların getirdiği savruluşlardan.

Bu öğretmenler, kısa sürede öğrenci ile kurdukları iletişimle, çocukları genel toplumsal savruluşun dışına taşımayı başarıyor.

Ve bir de matematik vs. alanlarında yapılan olimpiyatlarda gösterilen başarı...

Henüz üniversite çağında öğrencileri yok ama oraya doğru yürüyorlar ve o alanda başarıyı hedefliyorlar.

İyi insan ve başarı birleşince, ilgi odağı olmakta gecikmiyorsunuz.

İşte bu... Houston'daki manzara bunun eseri.

Şimdi tüm dünyada böyle bir Türk canlılığı var.

Önemli olan, gittikleri yerlerde yadırganmayan, yabancılık tepkisine maruz kalmayan, çevre ile iletişimi (Bunun adı diyalog) gerçekleştirmiş bir Türk canlılığı bu...

Öğretmenler genç insanlar.

Çoğu 30'lu yaşlara varmamış henüz.

Kişilikleri ile bu çok farklı toplumlarda, insani bir damara hitap etmeyi başarmışlar. Ortak payda, bizim insanımızın kişiliğinde somutlaşan insanlık ortak paydası.

Türk olarak oradasınız, o kimliğinizle sergilediğiniz insani değerler ilgi ve güven odağı haline gelebiliyor.

Bizimle ilgili negatif propagandaların rahatsız edici boyutta olduğu zamanımızda, üstelik bu negatif propagandanın en etkin biçimde uygulandığı Amerika'da, bu pozitif hamleden mutluluk duymamak mümkün değil.

Üstelik hareket, Houston'da bir de Turkuaz Kültür Merkezi açmış.

Bizim de misafir edildiğimiz kültür merkezi, kültürel varlığımızın bu coğrafyaya taşınmasında çekirdek bir hizmet ünitesi olmaya aday.

Harmony eğitim kurumları ve Türk Kültür Merkezi, bir yandan Amerikalı çocuklara Türkçe'yi ve onunla bağlantılı olarak Anadolu'da boy salan kültür değerlerini aktarırken, bir başka hayati görevi daha ifa ediyor.

O da şu:

Bugün artık Amerika'da da, Avrupa'da da, dünyanın başka ülkelerinde de çok sayıda Türk aile var.

Peki bu ailelerin çocukları kendi kültür varlıkları ile nasıl tanışacaklar? Daha önemlisi kendi dillerini nasıl öğrenecekler?

-Evet, çocuklarımız Türkçe'yi unutuyor.

Bu, Türkiye'nin dışında yaşayan ailelerin Şark'tan garba en önemli problemi.

Aileler veremiyor, yaşanan ülkelerin okulları vermiyor, sonra...

Sonrası kendi kültürüne yabancılaşan çocuklar...

--Bu okullarımız, Türk ailelerin çocuklarının Türkçe'yi kaybetmemeleri için büyük önem taşıyor.

İlginç bir durum da şu:

Misafir olarak kaldığımız Turkuaz Kültür Merkezi'nde cumartesi günü, Boşnak çocukların bir sunumu vardı. Öğretmenleri onlara diyelim bir çocuk oyununu öğretmiş, o gün velilere sunum yapacaklar.

Boşnak çocuklar.

Bunu Ahıskalı çocuklar için de yapıyor Kültür Merkezi.

Yani, bir kültür coğrafyasının ortak çatısı oluyor.

Bunların ne kadar önemli olduğunu, oradaki ailelerin duygularına tanık olduğunuzda daha iyi anlıyorsunuz.

5 kıtada koşanlar, dedim başlıkta...

Öğretmen boyutunu anlattım.

Ama onlar yalnız değil.

Biz orada iken, Kayseri'den, Adana'dan da işadamları grubu orada idiler.

Houston'daki çalışmaların başlangıcında katkıda bulunmuşlar. Hizmetlerde ilk tuğlalar onların himmeti ile bulunmuş.

Gelmişler, okulları gezmişler, başarılara tanık olmuşlar, dönerken gözlerinin içi gülüyordu.

Bu hareket, Türkiye'nin canlılığı dedim.

Türkiye, bizi kimse sevmiyor, diye ağlamıyor.

"Türkiye'yi tanımak istiyorsanız, işte onun erdemli dünyası..." gibi bir iddia var bu harekette.

Denize bir şekilde atılmış ve yüzmeyi öğrenmiş bir insan varlığı söz konusu burada Türkiye adına...

Houston'da, Amerika'da iş yapan Türk işadamlarıyla da tanışma imkanımız oldu.

Amerikan ordusunun bazı ihtiyaçlarını tedarik eden bir şirketin yöneticisi genç bir insan, Atilla Bey, mülk alım satımında bölgesinin en etkin ismi haline gelmiş bir başkası (Engin Bey), işadamları derneği bünyesinde hizmet veren Ertuğrul Bey, adeta "Burada neden daha çok yokuz?" isyanını seslendiriyorlar.

"Şu kriz döneminde Zorlu, Koç, OYAK neden gelip de, bu alanın, dünyada tanınmış ama şu anda zorluklar yaşayan şirketlerinin bir miktar hissesini almaz?" diye soruyorlar.

Burada çalışınca, bu iklimin kıran kırana şartlarına karşı şerbetlenince ve koca Amerikan ekonomisinin, sonunda gelip dayandığı derin krize tanık olunca, sanki, sistemin sorunlarını baştan ayağı çözümleyen filozofça bakışlara sahip olmuşlar. Yani iş, Türkiye'den bakınca başka görünüyor, Amerika'dan, Rusya'dan, Afrika'dan, yani global pencereden bakınca başka görünüyor.

Suudi Arabistan gezimizde, işadamlarının Arapça sıkıntısı dile getirilmişti, burada bir başka dil, İngilizce sıkıntısı dile geliyor. Global oyuncu olmamak için hiçbir sebep yok. Ama dünyada oyun kuracak ve adım adım onu icra edecek kadar dil sahibi olmak şartıyla...

Bunları görünce, dünyanın geleceğine dönük umudunuz artıyor.

Türkiye, Afrika'da kurban kesti. Kuyu açtı. Katarakt ameliyatları ile Afrikalı çocukların gözlerini açtı.

Türkiye Açe'ye gitti.

İran'a, Pakistan'a gitti.

Türkiye, Avustralya'ya, Brezilya'ya, İngiltere'ye gitti.

Türkiye'nin evrenselle akrabalığı var.

Yazının sonunu şöyle bağlamak istiyorum.

-5 kıtada, iyilik üzerine olsun da, hangi saikla olursa olsun, koşanlara selam...
7.TÜRKÇE OLİMPİYATINI ANLATAN YAZARLAR İÇİN TIKLA



7.TÜRKÇE OLİMPİYATI HAKKINDA DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN TIKLAYIN:

7. Türkçe Olimpiyatları

7. Türkçe Olimpiyatları Müzikleri

7.Türkçe Olimpiyatları Videoları

7.Türkçe Olimpiyatları 2009

7. TÜRKÇE OLİMPİYATI




Arınç öve öve bitiremedi!


Üsküp'teki 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Makedonya finallerine katılan TBMM eski Başkanı Bülent Arınç'tan övgü dolu sözler...

Üsküp'teki 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Makedonya finallerine katılan TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, "Yahya Kemal Kolejleri'nden feyz almış gençler, Makedonya'nın geleceğinde en önemli rolleri üstlenmelidirler." dedi.

Finallere 230 öğrenci katıldı. Yarışma, temel seviye, orta seviye, ileri seviye, şiir, şarkı ve özel beceriden olmak üzere toplam 7 dalda yapıldı. On öğrenci, 6 Haziran'da Türkiye'de yapılacak 7. Uluslarası Türkçe Olimpiyatlarına katılmaya hak kazandı. Makedonya Opera ve Bale Salonunda yapılan finale çok sayıda misafir katıldı. Bu yılki finallerin özel konuğu Bülent Arınç oldu.

4 Mart 2009 Çarşamba

Tek Türkiye'nin Halo İbrahimi Geri Geliyor!...


Sevgili Tek Türkiye severler!...




Tek Türkiye dizisinin en dokunaklı ve alim karakteri Halo İbrahimdi.. Kendileri Ahiret alemine göç ettiği için dizimiz alim ve ehil bir karakterden mahrum kalmıştı...Ama çok yakında, Halo İbrahim'in oğlu, Dila'nın babası rolünde yine muhteşem bir karakter dizimizi renklerdirecek!....


Muhakkak takip edin!...


Gerçek ismi: ALİ ÇAKALGÖZ
Namı: -
Doğum tarihi: 10/08/1959
Doğum yeri: Afyon
Eğitimi: ÜNİVERSİTE

TEK TÜRKİYE'NİN Tekrarı Salı'dan Pazartesi'ne Alındı.


Tek Türkiye'yi kaçıranlar DİKKAT!


Samanyolu Televizyonu'nun izlenme rekorları kıran dizisi Tek Türkiye'nin tekrar yayın günü ve saati değişti.Daha önceki haftalarda tekrarı Salı günü yayınlanan Tek Türkiye'nin tekrar bölümleri bu haftadan itibaren Pazartesi günü yayınlanacak.


Dizinin yayın saatinde de değişiklik yapıldı.Bugünden geçerli olmak üzere Tek Türkiye'yi Perşembe günü izleyemeyenler tekrar bölümünü Pazartesi günü saat 21:00'de izleyebilecekler.

Tek Türkiye 59. Bölüm



Tarık’ı annesi ile alakalı acı bir haber bekliyor. Tek Türkiye’de bu hafta gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. İnanılmaz işkenceler gören Fırat’ı, Dila, Çetin’in elinden kurtarır. Fakat daha Dila ile evlenme şansı kalmayan Fırat, oldukça üzgündür. İlk fırsatta Sağırsu köyünden ayrılır. Fırat, zor durumu Tarık’a anlamıştır. Bu esnada Çetin ve terör örgütü, Zeynel Ağa ile Tarık’ın arasını açacak büyük bir komplo kurmuştur. Köyde su kaynakları yüzünden, dizanteri salgını baş göstermiş, birçok çocuk ciddi rahatsızlıklar yaşamaktadır. Zilan ise hala belgenin peşindedir. Tarık, annesi ile alakalı acı bir haber alacaktır. Fırat’ın büyük sevdası son mu bulacak, Tarık, düştüğü zor durumdan nasıl kurtulacak?





Perşembe 19:40

TEK TÜRKİYE TANITIM FRAGMANI

1 Mart 2009 Pazar

Tek Türkiye'nin Muhteşem Başarısı:)


SEVİLEN DİZİ YİNE ZİRVEDE !


Yayınlandığı günden beri, izleyiciden tam not alan Samanyolu Televizyonu'nun heyecanla izlenen dizisi, ''Tek Türkiye'' rekora koşuyor.


Türkiye gerçeklerini anlatan dizi, dün akşamki bölümüyle en çok izlenen yüz program arasında birinci oldu. Bugüne kadar yaptığı kaliteli yapımlarla izleyicilerin takdir ve güvenini kazanan Samanyolu Televizyonu, "Tek Türkiye" adlı dizisiyle başarısını bir kere daha kanıtladı ve reyting sıralamasında zirveye oturdu.


6 Şubat Perşembe günü yayınlanan TEK TÜRKİYE dizisi tüm izleyicilerde 11.4 rating (dakika başına düşen ortalama izleyici sayısı) ve 24.4 share (izlenme payı) değerleriyle ilk yüzde en çok izlenen 1. program oldu.

2 KİŞİDEN BİRİ TEK TÜRKİYE'Yİ İZLEDİ


Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde '51.3' gibi rekor seviyede izlenme payı ile dikkat çeken Tek Türkiye, dün akşamki rakamlarla şu ana kadar olan en yüksek izlenme değerlerine ulaştı.
Kıymetli seyircilerimize teşekkür ediyoruz...